Şu sıralar Mısır’ a yeniden vizesiz gidilmeye başlandı. Eh birçok kişinin hayallerini süslediğini de tahmin ettiğim için piramitler hakkında konuşma vaktidir dedim.
Piramitler, yüzyıllardır insanlığın merakını uyandıran ve gizemini çözmeye çalıştığımız devasa yapılardır. Aslında piramit şeklinde dünyanın farklı yerlerinde başka yapılar olsa da en çok merak edilen ve bilinenleri Mısır piramitleridir. İşte bu yüzden yüzeysel de olsa biraz bu konuya değinmek istedim.
Yazıma Piramit kelimesinin gizeminden başlamak istiyorum. Piramit sözcügü Grekçe’de “ateş” anlamina gelen “piro” ile merkezde anlamina gelen “amid” sözcüklerinden oluşur. Yani merkezdeki ateş! Bilim adamlarının dediğine göre piramitler gerçekten de dünyanın merkezinde bulunuyorlarmış. Çok ilginç değil mi?
Büyük Piramit dünyanın 7 harikasından geriye kalabilen tek yapı ve 4500 yıldır ayakta. Tam 3800 yıl boyunca dünyada bu yükseklikte başka bir yapı görülmemiş. Hoş ondan sonra yapılan yüksek binaların ömürleri ne kadar olacak tartışılır.
Giza’nın büyük piramidi olarak bilinen Keops adındaki yapı firavun Khufu için yapılmış. 146.6 metre yükseklikte. Her biri tonlarca ağırlıkta 2 milyondan fazla taşı çok hassas bir şekilde yerleştirilmiş. İçinde kral odası var hatta halen orada kralın lahiti duruyormuş.
En çok merak edilen sorulardan biri içine girilip girilmediği oluyor. Cevap evet aslında giriliyor da girelemiyor. Ben Mısır’a iki kez gittim ancak ikisinde de Keops’ un içindeki mezar odasına girmedim. Keops’ a benim gittiğim zamanlarda izin bile yoktu. Şimdi zannediyorum özel izinle ve oldukça yüksek bir fiyata girme şansı varmış. Tabii klostrofobiniz yoksa. Fakat şu ahir hayatımda bir piramide de girmişliğim vardır hani. Dashur bölgesinde Kırmızı Piramit denilen bir başkasına girdim ama onu başka yazımda anlattım.
Bu yazıda ise piramitlerin yeri, nasıl yapıldığı, taşları nerden getirdikleri, işçilerin yaşamı nasıldı, piramitlerin gizemleri ve dünyadaki diğer piramitleri okuyacaksınız.
Günümüzde kullanılan tek boyutlu açılmış dünya haritası göz önüne alındığında, Büyük Piramit’in dünyanın tam ortasına yerleştirilmiş olduğu görülmektedir !
30. Enlem’le 30. Boylam üzerinde bulunan Keops, bulunduğu nokta itibariyle dünyamızın diğer gizemli noktaları ile de büyük bir uyum içindedir.
Giza’dan aynı uzaklıkta olmak üzere Batı’da Bermuda Üçgeni, Doğu’da ise Japonya açıklarındaki Ejder Üçgeni bu enlemin üzerinde yer alır. Bu iki simetrinin merkezi Giza’ ya denk geliyormuş meğer. Mutlaka duymuşsunuzdur, bu bölgelerde yaşanılanlar bugün bile açıklanamıyor. Üstelik aynı enlem Tibet’in gizemli başkenti Lhasa üzerinden de geçer.
Giza’yi coğrafi özelliği bakımından dikkat çekici hale getiren bir diğer belge ise ünlü Piri Reis Haritası’dır. Elimizdeki mevcut parçalardan anlaşıldığı kadarıyla bu haritanın projeksiyon sistemi Giza üzerinde odaklanmıştır. Giza’dan Anadolu’ya uzanan bir başka şifreli bağlantı daha kendisini gösterir. Büyüksün Baalbek ! yazımın içine gizli bilgiye gözatınız. Çok gizli :)
Sanılanın aksine, Mısır’da sadece Giza’daki üç piramit bulunmamaktadır. Nil Vadisi boyunca kilometrelerce uzanan bir alanda, Abu Rowash, Abu Garab, Abusır, Saqqara ve Dashour gibi bölgelerde de piramitler var. Bu piramitlerin inşası, Mısır uygarlığının gücünü ve ihtişamını gözler önüne seriyor.
Yapıldıkları yer rastgele seçilmemiş gibi. Dört cephesi yönleri gösteriyor. Kuzey, Güney, Doğu ve Batı. Bunu yaptıkları tarihler malumunuz binlerce yıl öncesi yani uydu, bilgisayar filan yok. Pusula bile yok ya da biz yok zannediyoruz.
Piramitlerin nasıl inşa edildiği sorusu, yüzyıllardır arkeologların ve mühendislerin zihnini meşgul ediyor. Taşların nereden getirildiği, bu kadar devasa yapıların nasıl taşındığı ve yerleştirildiği gibi sorulara hala kesin bir cevap yok.
Öncelikle size taşların ağırlıklarını sayılarını şuraya bırakayım.
Ortalama ağırlık: Yaklaşık 2,5 ton ağırlığında olduğu tahmin edilmektedir. En büyük taşlar: Piramitin kral odasının etrafında kullanılan granit taşlardır. 25 ton ile 85 ton arasında değişen ağırlıklara sahiptir. Diğer taşlar: Kireç taşı ve kumtaşıdır ve 2 ton ile 5 ton arasında değişen ağırlıklara sahiptir.
Ama bir sürü, herbiri de çelişkili teoriler var. Örneğin Davidovits; oldukları mahalde üretilmiş, bir tür katılaştırılmış kireçtaşı blokları olduklarını ileri sürer. Bu diğer Mısır bilimcilerce rağbet görmemiş bir iddiadır.
Büyük çoğunluk ise taşların bir taş ocağından elde edilip buraya taşınmış görüşünü benimser. Kaldırma veya yuvarlama yoluyla kullanılmış olduklarını düşünür. Oysa taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzakta.
Bir diğer varsayım ise zamanında Nil nehrinin daha geniş olması yönünde. Nil aracılığı ile teknelere yüklenip yükselme zamanında getirildikleri en kabul gören varsayımdır.
Verner’e göre inşa ekibi hiyerarşik bir şekilde organize edilmişti ve 100.000 kişilik iki gruptan oluşuyordu. Her grup kendi içinde “zaa” ya da “phyle” adı verilen 20.000 kişilik gruplara ayrılmıştı. Ki bu gruplar işçilerin ustalık derecelerine göre daha küçük gruplara ayrılmış bulunuyordu.
O kadar insan çalıştıysa nerede yaşadı bu insanlar? Arkeologların yıllar boyu yaptığı çalışmalardan anlıyoruz ki Piramitlerin çevresinde birçok mezar var. Bu mezarlardakilerin inşanın yakınlarına kurulan köylerde yaşayanlar olması yönünde. Bu köylerde ustalar, rahipler, yazmanlar, işçiler ve aileleri birlikte yaşıyordu deniyor. Muhteşem bir atmosfer olmalı:)
Yapılan kazılarda kadınların hatta çocukların da çalıştığı anlaşılmış. Öyle ki eski Mısır’ ın her köşesinden öğütme taşının çıkardığı ses duyulurmuş. Kadınlar her gün saatlerce ekmek ya da bira yapmak için tahıl öğütürlermiş. Sırt, kol ve ayak kemiği röntgenlerinden sürekli dizüstünde oturmanın kaçınılmaz sonucu olarak genç kadınlar da bile kireçlenme olduğu görülmüş.
Eski Mısır’da para kullanılmıyordu. O zaman bu insanlar karın tokluğuna mı çalışacaklar dediğinizi duyar gibi oldum.
Evet gerçekten de öyleymiş. Maaşları, somun ekmek, testi bira, buğday ve kurutulmuş balık imiş. Günlük yevmiye ortalama 10 somun ekmek ve 2 testi bira. Gerçi günümüzde bu kadarını da alamayan var. Neyse sinirimi bozmadan yazıya devam edeyim.
Bu durumda sadece ekmek yapımında çalışan insan sayısı bile şaşırtıcı boyuttadır. Devasa bir lojistik sistem demek bu, müthiş.
Yapılan arkeolojik kazılarda; Piramit kasabasındaki kerpiç binadan solungaçlar, yüzgeçler ve çeşitli balık parçaları çıkmıştır. Toprak raflarda da balık kılçıkları bulunmuş.
Bu buluntular sayesinde arkeologlar şunu rahatça söyleyebiliyoruz diyorlar; balıkçılar taşkının hemen ardından pisi balığı avlardı. Balık temizlenir, kurutulur sonra da tütsülenerek ya da tuzlanarak işçilere dağıtılırdı. Bu esnada işçiler ustalar ve diğerleri arasında amansız kavgalar olurdu. Sonucunda yaralanmalar oluştuğu da bulunan iskeletlerden anlaşılıyor. Örneğin kırılmış kol kemikleri, kesici maddelerin verdiği hasarlar, ağır taşların altında kaldıklarını gösteriyor.
Bu konuda tarihçilerin de farklı düşünceleri var. Bir grup dini nedenden ötürü bir diğer grup ise siyasi güç göstergesi olarak yapılmış olacağını söyler. Bazı bilim insanları ise piramitlerin inşasının tamamen gökbilimsel araştırmalarla bağlantılı olduğunu düşünüyor.
Piramitler uzaylılar tarafından inşa edildi. Bunu duymuş muydunuz? Bu rivayet, piramitlerin karmaşıklığı ve inşası için kullanılan teknolojinin o dönemdeki imkanlarla açıklanamamasından kaynaklanmaktadır. Bazı insanlar, piramitlerin uzaylılar tarafından inşa edilmiş veya insanlara inşaatı öğretmiş olabileceğine inanmaktadır. işin doğrusunu söylemek gerekirse tam dibine gidince; insanoğlu bunu yapamaz demedim de değil.
Uzaylıların yaptığı, cinlerin yardım ettiği en çok duyulan söylencelerdir. Cin mi dedim ben üç harfliler mi deseydim?
Geldik en karmaşık kısma. Arkeologlar, mimarlar, inşaat mühendisleri aslında inşa edenlerin çizimlerde basit mimari ve temel ölçüm aletleri kullandıklarını söylüyorlar.
Tam da bu noktada rakamsal bilgi verme ihtiyacı hissettim.
En büyük Piramitin yapımında 2.5. ton ağırlığında yaklaşık 2.3. milyon adet taş blok kullanılmış.
Hangi teorinin doğru olduğu tam olarak bilinmese de muhtemelen birden fazla yöntem denenmiştir. Naçizane ben öyle olabileceğini düşünüyorum.
Piramitlerin gizemlerine rakamsal boyut kazandırmak için her yerde yazanları ben de aşağıda listeledim. İnanmayan buyursun ölçsün.
Adı üstünde rivayet ama insan okuyunca önce olur mu canım öyle şey diyor. Sonra acaba diye bir aklından geçiriyor. Bir yandan da inanmak istiyor. Fakat inanırsam bir de ortamlarda söylersem bana gülerler diyor. İşte onlardan bazılarını sizin için derledim.
Piramitlerle ilgili bu rivayetlerin çoğu bilimsel bulgularla desteklenmemektedir. Arkeolojik ve tarihsel araştırmalar, piramitlerin Mısırlılar tarafından inşa edildiğini ve firavunların mezarı olarak kullanıldığını gösterir, o kadar.
Ancak, piramitlerle ilgili hala birçok gizem çözülmeyi bekliyor. Bilim insanları az çok hangi amaçla kullanıldığını ve içinde nelerin saklandığı gibi soruların cevaplarını buldular. Bir de nasıl inşa edildiğini çözsek tamamdır ama sanırım daha çok yolumuz var.
Piramitlerin sadece Mısır’ da olmadığını biliyor muydunuz? Mısır piramitleri dışında dünyanın birçok yerinde farklı boyutlarda ve şekillerde piramitler bulunmaktadır. Kesin sayı bilinmemekle birlikte, tahmini olarak 1400’den fazla piramit olduğu düşünülmektedir.
Piramitlerin inşası ve işlevi, her bölgeye ve uygarlığa göre değişiklik gösteriyor. Mısır piramitleri, firavunların mezarı olarak inşa edilirken, diğer piramitler dini, törensel veya astronomik amaçlar için kullanılmış olabilir.
Bu listede yer alan piramitler dışında da keşfedilmeyi bekleyen birçok piramit olduğu düşünülüyormuş.
Son olarak; diğer Mısır ile ilgili yazılarımı okumak için aşağıdaki linkleri tıklayabilirsiniz. Gerçi onlar biraz benim başımdan geçen maceralar ama olsun hikaye gibi gelir hem kafanız dağılır.
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
Sevgilerimle…
Kahire’ de gezilmesi gereken yerler
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
1 Comment
Şükran kalemine sağlık, çözülemeyen epey bir gizem ve denklemin olduğu kesin. Bizim de çok merak edip gitmek istediğimiz bir destinasyon. Sevgiler…