13.12.2013 Moskova
Soğuk bir Aralık günü Moskova’da, edebiyat ve tarihin buluştuğu bir eve gittik. Aslında dışarıda hava soğuk olunca Moskova’da bolca ev gezmesi yaptık. Bugün ise Gorkigilllerin evindeyiz. Stalin’in Gorki’ye hediyesi olan bu görkemli bina, zorlu bir hayatın ve muhteşem eserlerinin izlerini taşıyor. Bu yazıda, Gorki’nin Evi’nde keşfettiğimiz gizemli atmosferi, Gorki’nin trajik hayatını ve edebiyat dünyasına yaptığı katkıları sizlerle paylaşacağım.
Evin dışı görkemli, büyük de bir bahçesi var. Hani Amerikan filmilerinde duyarız ya “wowww ” tam da öyle dedirten bir bina! Gezmek isteyenler için herhangi bir ücret istenmiyor ama isteniyor, nasıl mı? Girişte şirin gülümsemesiyle bir beyfendi, ne verirseniz gibi bir şeyler söyledi. Ya da biz öyle tahmin edip orada duran kutuya 4 kişi için 100 ruble attık. Helal hoş olsun:)
Parayı gören adam eve adım atar atmaz kocaman terlikleri bize uzattı. Şaka şaka ehr gelene bir terlik veriyorlar. Bizdeki galoş mantığında ama çok daha güzeli. (Tolstoy’ un evinde anlatmıştım. O yazımın linki de aşağıda)
Nihayet evin içindeyiz. Evin içi çok güzel, hatta döneminde Moskova için modern bir mimari örneği denilebilir. Evi bir rehber eşliğinde gezme zorunluluğu var. Maalesef Rusça anlatıyorlar, broşürler de Rusça dolayısıyla biz öylesine bakıyoruz. Müzeyi bir grup öğrenciyle birlikte geziyoruz.
İçerideki zarif duvarlar, vitraylar, mobilyalar harika. Özellikle de denizanası figürü oluşturan bir avize ile başlayan Estonya kireçtaşından yapılma perdahlı merdiven çok ilginçti. Her şey denizaltı dünyasını anımsatıyordu. Doğrusu yapan kişide müthiş bir hayal gücü varmış.
Yazar Gorki bu eve geldikten sonra pek yazmamış fakat ünü sayesinde propaganda aracı olarak kullanılmış. Zaten evin her yerindeki fotoğraflar da bunu gösteriyor. Yazarın paltosu, şapkası, bastonu, mektupları, kitaplarının ilk baskıları burada görülebiliyor.
Evi ziyaret etmek isteyeceklere adresini veriyorum.
6/2 Malaya Nikitskaya Ulitsa, Bldg. 5. Metro Arbatskaya. müze.ru/M402
Bu arada gorki acı anlamına gelen bir kelime ve bu onun aslında takma adı. Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkon’dur. 1892’de ilk öyküsü Kafkaslar adlı yerel bir gazetede yayınlanmak istenince, piyon anlamına gelen Peşkov’u bırakarak acı anlamına gelen Gorki’yi kullanmaya başlamış.
“…güçten kesilinceye kadar çalışıyordum. Bayram seyran nedir bilmiyordum. Pazarlarla öteki günlerin benim için hiç bir farkı yoktu.” Diyen Gorki bakalım neler yaşamış.
Dört yaşındayken koleraya yakalanır. İyileşir fakat hastalığı bulaştırdığı babası ölür. İlkokuldayken annesini döven üvey babasını bıçaklar. On yaşındayken annesini kaybedince doğduğu kenti (daha sonra gorki adı verilecek olan Nijninovograd) terk eder. 1887 yılında on dokuz yaşındayken ilk intihar girişiminde bulunur. Kazanka ırmağı kıyısında kendisini göğsünden vurur. Cebinden çıkan intihar mektubu şöyledir;
“Lütfen Alman şairi Heine’yi sorumlu tutun ölümümden. Yürekteki diş ağrısını o icat etti… Son zamanlarda içimde barınan şeytanın ne menem şey olduğunu bulmak için vücudumun parçalanıp incelenmesini istiyorum. İlişikteki pasaport benim Aleksey Peşkov olduğumu gösterecek ama ümit ediyorum ki bu not hiç bir şey göstermeyecektir.”
Aynı yıl bir kez daha dener intiharı ve fakat yine ölemez.
Okul kayıtlarına göre “fukaralığından ötürü okulu bitirememiştir.” denmiş ve yaşamının o dönemlerini bulaşılıkçılık, hamallık gibi işlerde çalışmış. Buna rağmen fırsat buldukça okumuştur. Böyle bir hayattan sonra geldiği nokta düşünülünce müthiş değil mi?
Yetim büyümüş, okula sadece bir kaç ay gidebilmiş. Ama büyük bir Rusya turuna çıkmış büyükannesinin anlattığı masallara şimdi farklı hayatlar eklenmiş. Derken birikimine devrim dönemindeki cesareti eklenince bizim Ana, Çocukluğum, Benim üniversitelerim gibi kitaplarıyla tanıdığımız meşhur Gorki oluvermiş. Adı caddelere, meydanlara, parklara hatta bir uçağa bile verilen kişi haline gelmiş.
Gorki’nin gezdiğimiz bu evinde Anton Çehov, Stalin ve diğer parti üyeleri sürekli evinde buluşurlarmış.
Evin üst salonda Stalinle kahve içmişler, köşe koltuğa yayılmışlar müzik dinlemişler. Birlikte bir sürü fotoğrafları var.
Fakat nedense daha sonraları rejim ile ilgili yazdığı birtakım şeyler rahatsızlık vermiş olsa gerek şüpheli bir şekilde 1936 da ölmüş. Hem de evi ona hediye eden, canım ciğerim dediği Stalin tarafından ölüm emri verildi deniyor. Oysa Kremlin’e gömülen Gorki’ nin cenazesini taşıyanlardan biri de Stalin’in taa kendisiymiş. Tolstoy’un nasıl öldüğü muamma, Puşkin resmen b.k yoluna gitmiş, bir de Gorki’nin ölümü ahh bu Ruslar…
Kendi ölümünü bilirmişcesine söylediği bir söz vardır ki herkes hayatının bir döneminde bu durumu yaşamıştır.
Öylesine güzel öyküleri vardır ki sadece Rusları değil tüm dünyayı etkisine alması hiç şaşırtıcı değildir.
Cem yayınevi tarafından yayınlanan seçilmiş öyküler adlı toplam kırkaltı öyküsünden oluşan bir öykü derlemesi var. Hepsi birbirinden güzel. Aslına bakarsanız ilk başlarda şiir yazarmış ve şairliğiyle tanınıyormuş.
Hatta zavallı Puşkin’i düelloda öldüren adamla bir Avrupa gezisinde, Maksim Gorki’yi d’Anthès ile tanıştırırlar.
Gorki, “Affedersiniz beyefendi, ama ben büyük Rus şairini vuranın elini sıkmam” der.
D’Anthès ise “Benim elim kendi onurunu korudu, öldürmek için ateş etmedi” diye cevaplar. Gorki düelloyu saçma bulmasına rağmen, onunla düelloya hazır olduğunu söylese de D’Anthès “Özellikle şiirlerinizi son derece beğendim ve çeviride bile büyüsünü kaybetmeyen bu şiirler karşısında tereddüt ettim. Hayır, Rus şiirini doğmakta olan güneşinden yoksun kılmak istemiyorum! Bundan dolayı aramızdaki ihtilafı sona ermiş kabul etmenizi saygılarımla bildiririm” der.
Gorki bu olaydan sonra şiir yazmayı tümüyle bırakır. Roman ve öykü yazmaya ağırlık verir ve dünya çapında bir yazar olur.
Puşkin’in garip hayatını ve evini tanıttığım yazımın linki yazının sonunda mevcuttur. Çok şaşırtıcı olduğunu okumayanın çok şey kaçırdığını söylemek isterim.
Yazım hoşunuza gittiyse diğer yazar evlerine yaptığım ziyaretleri anlattığım diğer yazılarımı da okumak isteyebilirisiniz. Linklerini aşağıya listeledim.
Hatta siteme abone olursanız çok sevinirim.
Sevgilerimle…
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.