Vatikan hakkında bilgiler başlıklı bu yazımda size bir çırpıda tüm ülkeyi gezideceğim. İşim kolay çünkü Vatikan dünyanın en küçük ülkelerinden biri olarak bilinir. Her ne kadar Vatikan’ dan ülke olarak bahsedilse de öyle ülke formunda değildir. Roma’ nın içinde devlet içinde devlettir. Sınırları içinde ki sınırı çizgisi yoktur, birkaç bahçe, kilise, müze ve meydandan oluşur. Hımm, şimdi böyle tarif edince de haksızlık oldu gibi. Ufacık tefecik ama içi dolu turşucuk bir yer Vatikan.
Tüm dünyadaki katolik hıristiyanların ruhani lideri olan papa ve diğer din adamları buranın sakinleri.
Vatikan Devleti’nin yerleşik nüfusu 600 kişidir. Sürekli konuk sayılan kişilerle birlikte 1014 oluyormuş. Gündüz nüfusu ise 3600 lere çıkıyormuş. Bunlar Vatikan’da görev yapan işçiler ve memurlarmış. Neredeyse hiç kadın yok denilebilir. Birkaç tane kadın var onlarda çalışanların eşleri, kız çocukları filan. Haa bir de Vatikan doğumlu kimse yoktur. Netice itibariyle aslında burada yaşayanların tamamı hizmetli.
Kendine ülke diyen bu minnak yere giderken herhangi bir vizeye gerek olmadığı gibi ülke dediysem de aklınıza sınır kapısı olan bir yer gelmesin. İtalya’ nın başkent Roma’ nın içindedir elinizi kolunuzu sallayarak gidersiniz. Sonra da benim yaptığım gibi biri size kaç ülkeye gittin diye sorarsa Vatikan’ ı artı bir diye sayarsınız, olay budur.
Şimdi gelelim Roma’ nın içinde Vatikan’ ı nasıl bulacağımıza, buyrunuz.
Metro ile; Vatikan’a ulaşmanın en iyi yolu metro A hattı ile Batitstiri yönüne gidene binip Ottaviano San Pietro’ da inmektir. Cipro-Musei Vaticani’ de inseniz de olur. Her iki durakta indikten sonra 5 dk. yürüme mesafesi vardır. Otobüs ile; Termini tren istasyonu önünden de 40 ve 64 nolu otobüsler vardır. Piazza del Risorgimento’da da 81 ve 492 ler gider. ( numaraların değişme ihitimaline karşı yine de sorunuz) Yürüyerek; şehir içinde sizin bulunduğunuz yere göre değişir elbette ama yürüyerek de gidebilirsiniz. Trastevere bölgesinden geçerek ulaşabilirsiniz. Hem semti gezmiş olursunuz. Ben belediye otobüsü ile gidip yürüyerek dönmüştüm.
Yukarıda öyle elinizi kolunuzu sallayarak girebileceğiniz bir ülkedir, dedim ama dikkat etmeniz gereken kuralları vardır. Mesela kadınlar çok kısa etek, çok kısa şort, dekolte kıyafetle kabul edilmez. Aynı şekilde erkekler de şort ile giremez. Çünkü bölge dini yapılardan oluşuyor.
Nihayet gezilecek yerler mevzusuna gelebildim. Öyle büyük bir yer değil hatta şöyle tarif etmek mümkün Newyork’ taki Central Park daha büyük. Hesabını siz yapıverin artık. Fakat içinde bir postahane, dükkanlar, 2o den fazla dilde yayın yapan 154 radyo istasyonu, 49 TV kanalı veya kablolu yayını vardır. Dünyanın en kısa tren yolu da burada 400 m. Ama tren yolu demek işin şakası sadece yük taşımak için kullanılıyormuş.
Piazza San Pietro‘ nun tam ortasında 1586 yılında 150 at ve 47 vinç ile dikilen dikilitaşı göreceksiniz. Karşılıklı iki yarım daire ile yuvarlak bir meydan oluşturan sütunlar Bernini eseri ve mükemmel bir simetrisi var. Üstündeki heykeller ise baş döndürücü.
Her daim Bazelikanın içine girmek için sıra bekleyen insanlar göreceğiniz bu meydanın en önemli olayı pazar günleri saat 12.00 de Papa’ nın balkondan halka sesleniyor olması. Bir pazar günü buralardaysanız aklınızda olsun.
Aklımda “melekler ve şeytanlar” filminin sahneleri, belediye otobüsüne binmiş Roma’ nın içinde başka bir devlet olan Vatikan’ a giderken heyecan içinde papalar hakkında bilgileri okuyordum. Bu arada Papalar ve Vatikan’ ın sırlarıyla ilgili yazımın linkini yazının sonuna ekledim.
Her milletten insanlar elinde haçlar, İnciller, Papanın resimleri ile sıraya girmişti. Bende aralarına karıştım ve 1.5 saat uzun kuyruğu bekledikten sonra San Pietro Bazilikasına girebildim.
Sıra beklerken Bazelikanın yanında yükselen kuleyi göreceksiniz. Bu kilise kulesine de çıkılabiliyor. Asansörle çıkış 10 eur ve 320 merdiven yine de çıkılıyor. Ha ben 8 eur verir merdivenle çıkarım diyorsanız 871 merdiveni hatırlatmak isterim. Kısaca 2 eur fazla verip asansörle çıkın, bence. ( fiyatlar güncel olarak değişir, gitmeden önce sorunuz) Parayı bir kenara bırakın da manzaranın ise harika olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Buraya giriş ücretsiz içiniz rahat olsun.
San Piero muhteşem bir mimari yapı ancak benim binada ilgilendiğim kubbesi, bir de Pieta denilen heykel! Her ikisi de Michelangelo’ya ait eserler. Yazının sonunda heykelin detaylarını anlattığım yazının linkini ekledim. O yazımda iç kısım hakkında daha detaylı bilgiyi bulacaksınız.
Kilisenin alt katlarında ise bütün Papaların mezarları var. İstisnasız her Papa buraya defnediliyormuş. Burayı gezmek serbest olduğu için bence mutlaka görülmelidir.
Bu bazelikanın arka kısmında Papanın ulaşımda kullandığı bir helikopter pisti, radyo binası, güzel bir sayfiye evi, kartal çeşmesi denilen bir süslü çeşme ise müzenin arkasındaki yemyeşil koruluğun içinde yer alır. Bu kısma turistler giremezler. Bu büyük bahçe Dan Brown romanından ve uyarlama filminden hatırlanabilir, aklınızda olsun.
Vatikan minnacık dedim ama sanmayın ki kiliseye girdik, kuleye çıktık bitti. Yok o öyle değil, asıl gezilecek yer bana sorarsanız Vatikan müzesidir. Dünyanın en büyük eserlerinin sergilendiği bu müzeye girilmeden gezilmeden Roma’ya gittim denilmesi mümkün değildir.
54 galeriden oluşan bu muhteşem müzeye girmek için sırada beklemeyi göze almış binlerce insanı dikkate alınmasını tavsiye ederim.
Giriş ücreti 17 eur, gençler ve öğrenciler için ise indirim var. Önceden internetten rezervasyon yapmak gideceğiniz mevsime göre faydalı olacaktır. İnternet sitesine buradan ulaşabilirsiniz.
Hiç eksik olmayan kuyruklar İtalya’ da klasik. Neyse ki bizim Romapass kartlarımız vardı. Böylece indirimli ve çabuk girme şansımız oldu. Fazla eşyaları emanete bırakıp karmakarışık müze planınını aldık ve başladık yürümeye. Ziyaretçilerin tek yönlü bir sistemi izlediği müzede benim gibi Rönesans sanatı düşkünüyseniz belli başlı koleksiyonlara yönelmelisiniz. Planda bunlar da zaten renklerine göre ayrılmışlar. Yoksa asla müze bir günde bitmez. Sanırım her eserin önünde dakikalarca durduğumdan ben bitiremedim.
Uzun koridorlar, süslü duvar ve tavanlar arasında Raffaello odalarına yöneldik. Asıl gitmek istediğimiz ise yer ise Sistine şapeliydi.
Vatikan’daki Sistina Şapeli günümüzde Papa’nın resmi ikametgahıdır. Ayrıca Papalık seçimleri de burada yapılır.
Şapelin içine girdiğinizde nereye bakacağınıza şaşırıyorsunuz. Yan duvarlarda Botticelli, Sinorelli, Perugino, Rosselli gibi ressamlar peygamberlerin hayatlarından sahneler resmetmiş. Papa, tavanda 12 havarinin fresklerinin yapılmasını istemiş, Michelangelo ise kafasına göre takılıp İncil’in Yaratılış kitabının 9 sahnesini yapmış.
Şapelin içine girdiğinizde nereye bakacağınıza şaşırıyorsunuz. Yan duvarlarda Botticelli, Sinorelli, Perugino, Rosselli gibi ressamlar peygamberlerin hayatlarından sahneler resmetmiş. Papa, tavanda 12 havarinin fresklerinin yapılmasını istemiş, Michelangelo ise kafasına göre takılıp İncil’in Yaratılış kitabının 9 sahnesini yapmış. şimdi yukarıdaki fotoğrafta şapelin içi ve tavanını görüyorsunuz ya biraz büyüterek bakın. Böylece eserin detaylarını göreceksiniz. Ya da benim michelangelo ve resim başlıklı yazımı okuyabilirsiniz. yazının sonuna link bıraktım.
Şuraya tıklayarak da restorasyon sırasındaki görüntüleri izleyebilirsiniz.
Yolunuz Roma’ya düştüğünde ki bütün yollar Roma’ya çıkar, Vatikan’da beni anarsınız olur mu?
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
Dİğer yazılarım da hoşunuza gidebilir düşüncesiyle sanat yazılarımın bazılarının linklerini de aşağıya bırakıyorum, herkese keyifli okumalar ve sevgiler…
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
1 Comment
Vatikan ikinci kez görülmeye değer ?