Bir aşk hikayesinin taşlara yazılmış en güzel şiiri, belki de dünyanın en romantik anıtı, Tac Mahal. Beyaz mermerin sonsuzluğa uzanan kolları, Şah Cihan’ın eşi Mümtaz Mahal’e duyduğu aşkın ölümsüz bir kanıtı. İnsanın gözlerini kamaştıracak kadar görkemli, beyaz, saf bir şiirsellik ama aynı zamanda ihtişamı dillere destan. Bütün bunlar onu rakipsiz yapıyor.
Peki kim bu aşkın ve Tac Mahal’ in mimarları? Gelin ilk önce onları tanımakla başlayalım yazımıza ve binbir gece masalı gibi hayata bir göz atalım.
Babür İmparatorluğu’nun en ünlü çifttidirler. Düşününce Babür İmparatorluğu hakkında bile çok şey bilmiyoruz ama hepimiz Tac Mahal’ i biliyoruz. Sadece bu yüzden bile muhteşem bir yapı desek yanlış olmaz. İşte bu yapı sayesinde onların hikayesi, ebedi aşkın ve yasın bir sembolü olarak yüzyıllardır anlatılmaktadır.
Şah Cihan 17. yüzyılda Hindistan’ı yöneten Babür İmparatorluğu’nun 5. hükümdarıdır. Saltanatı dönemi, İmparatorluğun sanat ve mimari açısından en parlak dönemlerinden biri olarak kabul edilir. Tac Mahal’in yanı sıra birçok görkemli yapıya imza atmıştır. Delhi’deki Red Fort, Cuma Camisi, Agra kalesi, Pakistan Lahore’daki Şah Cihan camisi gibi. Fakat hiçbiri Tac Mahal gibi dillere destan değildir.
Mümtaz Mahal ise Şah Cihan’ın üçüncü eşi olmasına rağmen en sevdiği eşidir. Güzelliği ve zekasıyla tanınan Mümtaz Mahal, aynı zamanda Şah Cihan’ın siyasi danışmanı olarak da görev yapmıştır. Bizim Hürrem’ i anımsattı bana.
İşin ilginç olan kısmını anlatıyorum toplaşın dedikodu var. Meğer bizim bu Mümtaz Mahal, Şah Cihan’dan önce başka bir adamla evliymiş ve onunla evlenebilmek için kocasını öldürmüş. Asıl adı da Ercümend Banu Begüm‘ müş meğer. Mümtaz Mahal’ın manası “sarayın seçilmişi” demekmiş.
Neyse efenim bu hanımefendi 14. çocuğunu doğururken hayatını kaybetmiş.
Burhanpur şehrinde vefat ediyor ve eşi kederini dindirmek için dünyanın en güzel mezarını inşa etmeye karar veriyor. Mahal tamamlandığında yani 22 yıl sonra naaşı Agra’ya getiriliyor.
Mümtaz Mahal’ın ölümü, Şah Cihan’ın kalbini parçalamış resmen.
Ekstra bilgi : Tac Mahal’in ismi “Taç Sarayı” Türkçe’den de tahmin edebileceğiniz gibi taç manasına gelirken, mahal ise saray manasına geliyor. İki kelimenin de kökeni aslında Farsça’ya dayanıyor.
Gelelim şimdilerde bizim turist olarak gezdiğimiz yapıyı tanımaya. Çoğu insan mimari yapısından ötürü onun cami olduğu gibi bir yanılsamaya kapılıyor. Ancak sadece ve sadece içinde mezar var.
Malumunuz Şah Cihan ve Mümtaz Mahal’ın hikayesi sadece bir aşk öyküsü değil, aynı zamanda bir imparatorluğun ihtişamını da gösteriyor. Beyaz mermerden inşa edilen Tac Mahal, İslam mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmesi boşa değil.
Delhi’nin 205 km güneyinde bulunan Agra şehrindeki Tac Mahal’in yapımı meşakkatli olmuş. Dile kolay; 22 yıl, milyonlarca taş, binlerce işçi… Tüm bu emek, sadece bir kadına olan aşkın bir sembolü. Binlerce işçi, sıcağın altında, taşları yontup, mermeri parlatarak bu mucizeyi yaratmış. O isimsiz kahramanların emeği olmadan, Taj Mahal bugün karşımızda duramazdı.
Öyle ki; 20 bin işçiyi dört bir yandan getiren, malzemeleri taşımak için 1000 fil hazırlatan büyük bir organizasyon yürütülmüş. Muazzam yan ihtiyaçlar oluşmuş olmalı. İşçilerin konaklaması, yedirilip içirilmesi gibi bunlar hep ticarete artı. Şimdilerde Tac Ganj olarak bilinen kasaba sırf bu işçiler için kurulmuş.
İhtişamlı duruşu ve gözü alan bembeyaz mermeriyle olduğu kadar, üzerindeki muhteşem işlemelerle de dikkat çeken Tac Mahal’i inşa etmek için ustalar, farklı bölgelerden malzemeler getirtmişler. Bu devasa yapı, yirmi iki yıllık bir çalışmanın ürünü.
Ustalar, Tac Mahal için kırmızı kumtaşını Fatelpur Sikri’den, jasper taşını Punjab’dan, yeşim ve kristalleri Çin’den getirtmişler. Turkuvaz Tibet’ten, safir ve lacivert taşı Sri Lanka’dan gelmiş. Kara elmas ve akik Arabistan’dan gelirken pırlantalar Panna’dan taşınmış. 28 farklı değerli taşın kullanıldığı kakmalar, kaligrafilerle birleştirilerek Tac Mahal’i adeta bir mücevher kutusuna çevirmiş. Bu değerli taşların birkaçı bile bugün küçük bir ülkenin bütçesini aşar.
Osmanlı’dan getirilen İsmail Han Afridi, Tac Mahal’in kubbesini inşa etmiş. Kompleksin girişindeki yüksek kırmızı kumtaşı binada Kuran’dan Arapça ayetler yer alırken, yapıdaki sekizgen tasarımlar İslam’daki Cennet’in sekiz tabakasını temsil ediyor.
Pustoo Dunya
Tac Mahal‘ de
İslami anlayışa uygun olarak yapıda hiç insan veya hayvan figürleri kullanılmamış. Onun yerine çicek motifleri, Kuran’dan ayetler ve Allah’ın 99 ismi mermer işlemelerde yerini almış.
Fıskıyeli süs havuzunun yanında yürünen çiçekli yol ise o kadar uzun ki bu binayı daha gösterişli yapıyor. Biraz da yükseltilmiş platform üzerinde oluşu da etkendir sanıyorum. İlk kez Tac Mahal’i gördüğümde, nefesim kesilmişti. Beyaz mermerin güneş ışığında parıldaması, sanki zaman durmuştu.
Acaba bir insan, sevdiği için neden böyle bir anıt inşa eder? Ve bu anıt, sadece bir yapı mıdır, yoksa aşkın kendisi midir? Tam da bu noktada aklımın almadığı sorular başlıyor. Sen nasıl bir kadınsın da illa böyle absürt bir isteğin var acaba? Ölünce sana öyle bir mezar yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur? Ya da hadi sen istemedin kocan kendisi isteyerek yaptı diyelim. Ya sen koca Şah Cihan olmuşsun çek sinene acını, kadın ölmüş gitmiş, ne diye kalkıp onca zahmetli işe kalkışıyorsun. Dünya kadar masraf yapıyorsun?
Diğer yandan gözlerini kapatan herkes, Mümtaz Mahal’ın gülüşünü duyar ve Şah Cihan’ın gözlerindeki aşkı hisseder. Desem de inanmayın çünkü dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri burası. O manevi havaya girmek ne mümkün. Yine de orada olmak muhteşem bir duyguydu deyip devam edelim en iyisi.
Dergilerde ve ekranlarda binlerce kez gördüğünüz bir şeyi görmeye sizi hiçbir şey hazırlayamıyor. Bunu kendi gözlerinizle görmek gerçek dışı hissettiriyor. Sanki beyniniz bir televizyon ekranına girdiğinizi ve içinde dolaştığınızı varsayıyormuş gibi.
Tac Mahal, dünyanın en romantik ve görkemli yapılarından biri olsa da, pek çok insanın bilmediği birçok ilginç detay barındırıyor. Elimizdeki Hindistan rehber kitabından okuduğum bilgiler karşısında ben çok şaşırdım size de aktarmak istedim.
Ortada bizim gördüğümüz simge mezarlardan yüksek olanı Şah’a, diğeri sevgili eşine ait dense de aslında mezarın tam olarak nerede olduğu bilinmemektedir diyen var.
Ortadaki mezarların üzerinde Kur’an’ı Kerim’den ayetler ve Farsça metinler yazılı. Mezar yapısı Hint ve islam sanatının bir birleşimi gibi. Ayrıca her iki mezar da değerli taşlarla işlendiğinden pek kıymetli demiştim.
Fakat dünyanın en güzel mezarını yaptıran, dönemin en büyük hükümdarlarından bir ide olsan ne fayda. Şimdi durup dururken neden böyle dediğime şaşırdınız değil mi? Kahramanımız Şah Cihan’ ın sonu pek de iyi bitmemiş. Kendi oğlu tarafından Agra Kalesi’nde esir olarak tutmuş. Çok enteresan değil mi sizce de?
Tac Mahal, hava kirliliği nedeniyle zamanla rengini kaybediyormuş. Bu nedenle, yapının korunması için çeşitli önlemler alınıyor.
Tac Mahal’i ziyaret etmek isteyen turistler, belirli kurallara uymak zorunda. Özellikle, profesyonel makina fotoğraf çekmek yasak! Kamera yasak! Cep telefonu ile bahçede sadece serbest. Biz Hindistan gezisinde üç kadındık ve “Türkiye’ de gezgin kadınlar var” yazılı bir kağıt tutarak fotoğraf çektirmek istedik. Anında görevliler geliverdi ama neyse ki biz çekmiş bulunduk. Sonra da siliyormuş gibi yaptık. Dışarıda yani bahçede fotoğraf çekmek serbest olsa da bayrak, flama gibi şeyler de yasakmış onu öğrenmiş olduk.
Sigara içmek, çakmak, kalem sokmak kesinlikle yasak!
500 ml su şişesi haricinde yiyecek ve içecek sokmak yasak!
Drone kesinlikle ve kesinlikle yasak!
Emanet odasına sırt çantanızı bırakmanızı istiyorlar.
Aman ha sakın duvarlara dokunmayın o da yasak!
Asıl Tac Mahal’e girerken yani beyaz yapıya ise başka ekstra güvenlik önlemlerinden geçiyorsunuz. Biletinizi gösterip galoşu giyiyorsunuz. İçeride fotoğraf ve video yasak!
Bütün bu yasaklar elbette Tac Mahal’in orijinal halini korumak için. Netice de artık Tac Mahal, sadece bir yapı değil aynı zamanda bir sanat eseri ve bir kültür mirasıdır.
Her yasağa uyacağımıza söz vererek girdiğimiz anı hiç unutmam. Kapının girişinde, kemerli geçitte, herkesin Tac Mahal’i ilk kez görmek için toplandığı o ikonik fotoğrafı çekerken sırıtışımı.
Yeni Delhi’den Agra’ya gitmenin birkaç farklı yolu var; tren ve otobüs gibi.
Delhi Agra arası 205 km otobüsle gidiş 5 saat, 105 rupi gibi yazdığını okudum ama orası Hindistan siz yine de araştırın.
En kolay ve en iyi seçenek, Delhi’nin Hazrat Nizamuddin istasyonundan kalkan yeni Vande Bharat treni ve bir sonraki durağı Agra. Yolculuk süresi seçeceğiniz trene göre değişmekle beraber yaklaşık 2 saat diyebiliriz. Bir arkadaşım 600 Rupiye tren bileti almış.
Aklınızda olsun Delhi tren istasyonunda yanınıza gelenlere itibar etmeden hemen üst kata çıkınız, bizdeki bankalardaki gibi numara sistemi ile çalışıyorlar. Sadece turistlere hizmet eden bölüm var. İçeride danışma masası da var. Size pek güzel bilgi verip yönlendiriyorlar. Trenle gitmeye karar verirseniz tek dikkat edeceğiniz bence dönüş biletinizi de hemen oradan almanız.
Bir diğer alternatifte şoförlü araç kiralamaktır. Şoförlü diye özellikle belirttim çünkü Hindistan’da araba kullanmak için yürek yemiş olmanız gerekiyor.
Bir diğer yöntemde altın üçgen dedikleri Delhi – Agra – Jaipur şehirlerini kapsayan turları tercih etmektir. Sanırım pazarlık yapmayı unutmayınız notunu yazmama gerek yoktur.
Şayet günü birlik Delhi’ den gitmeyip Agra’ da kalacaksanız da süper kolay olacaktır. Çünkü Agra’ daki otellerin Tac mahal’ in kapısına kadar ücretsiz servisleri varmış.
Yerinde Satın Alma: Tac Mahal’i ziyaret ettiğinizde, giriş kapısında bulunan gişelerden bilet satın alabilirsiniz. Bu, en yaygın yöntemlerden biridir.
Yerel Seyahat Acenteleri: Agra’da veya Hindistan’ın diğer büyük şehirlerinde bulunan acentelerden de alabilirsiniz. Eh biraz fiyat farkı ekleyeceklerdir.
O yüzden biletinizi öncesinde internetten alın. Resmi sitesinden turlar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Hindistan’da birçok turistik yere websitesi üzerinden bilet alınabiliyor. Sitede önce şehir ismini yazıyorsunuz mesela Agra, sonra o şehirde girmek istediğiniz yerleri yazın. Tarihleri ve giriş zamanını seçip, kredi kartı ile biletleri alabilirsiniz. Biletler ve QR kodu e-postanıza gönderiliyor.
Fiyatlar : Hintliler 50 Rupiye girerken yabancılar ise 1100 Rupiye bilet alırlar. Tac Mahal içine girmek için de 200 Rupi ekstra ödeme var.
Saatler : Sabah 06.00’da açılıyor ve akşam 19.00’da kapanıyor. Bu saatler kabaca gün doğumu ve gün batımıyla çakışıyor. İlginç bir detay bilgi; dolunay civarında beş gece boyunca 20.30’dan gece 00.30’a kadar açık
Günler : Müslümanlara ait bir yer olduğu için Tac Mahal Cuma günleri kapalıdır.
Peki biz hangisini tercih ettik diye merak edenlere cevabım aslında hiçbiri. İstanbul’da yıllardır görüşemediğimiz akrabam sevgili Oktay’ ın tam da bizim Delhi’de olduğumuz gün orada olduğunu öğrendik. Kendisi iş gezisindeydi ve her Hindistan’a giden insan gibi madem buradayız Tac Mahal’i görelim demiş ve araç kiralamıştı. Sağolsun bizi de Delhi’den aldılar.
Bizdeki keyfi, neşeyi tahmin edersiniz. Bir araba dolusu şaşkın Türk; pisliğe, ineklere, maymunlara, rikşalara baka baka gürültülü trafik içinde yolculuk yaptık.
Tac Mahal biletlerimizi şoför yardımıyla aldık. Daha dış kapıdan girer girmez çılgınlar gibi fotoğraflar çekildik.
Kırk dereceyi aşan sıcaklıkta tam bir günümüzü alan Tac Mahal gezimizi tamamladık. Delhi’ye gece yarısı döndük.
Not: Araç şoförüyle kiralanmıştı.
İşte böyle sevgili dostlar bir gezi yazısının daha sonuna geldik. Size az da olsa dünyanın yeni 7 harikasından biri olan Tac Mahal’i anlatmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gitmiştir. Peki Oktaycığımla İstanbul’ da bir daha görüşmedim desem inanır mısınız?
Unutmadan yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
Diğer yazılarımdan bazılarına da aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.
Hindistan’da gezilecek yerler / Amritsar
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
6 Comments
Şahane bir deneyimdi benim için hindistan ,çok merak ettiğim bir ülkeydi sizlerle orada olmak o deneyimi yaşamak çok güzeldi .
Sizinle gezmek ayrı bir keyifliydi ?
asıl biz seninle olmaktan çok am çok keyif aldık
Tac mahal …., çocukluğumuzda atlastaki fotoğrafına baktığımız eser , görmek güzeldi….
Şükrancım eline sağlık?
çok teşekkürler sayın kısmet :)