Bana göre Michelangelo dünyaya bir armağan!
Onun kim olduğunu tarif ederken; heykeltıraş, ressam, mimar ve şair denir. Yaşamı boyunca kendisine ‘’ İl Divino ‘’ (Tanrısal İlahi) takma adı yakıştırılmıştır.
Evet doğru okudunuz şairdir. Bu özelliği bilinir. Eserlerini kendi hayatı boyunca neden yayımlamak istemedi bilinmez ama hala İtalya’nın önemli şairleri arasında Michelangelo’nun ismi anılmaktadır.
Evet doğru okudunuz mimardır. Gerek St. Lorenzo kilisesinin cephesi üzerinde yaptığı çalışmalar olsun, gerek St. Pietro için tasarladığı görünümler olsun birçok yerde mimar kimliği ile karşımıza çıkar. Floransa çevresine şehir surları yaptığını ekleyelim.
Veee heykeltraştır hatta en iyisidir. Ona göre taştaki fazlalıklarını atınca ortaya heykel çıkıyor. Ona göre bu kadar basit ama biliyoruz ki heykel yapmak çok ama çok zordur. Ancak çok severseniz yapabilirsiniz. Üstünde çok çalışırsanız yapabilirsiniz. Yaşadığı dönem itibariyle sanata önem verilmesi ve çok fazla atölye olması elbet şans ama onda da o yetenek olmasa imkanı yok bu eserler çıkmazdı. (Heykelleri hakkında yazdığım diğer yazımın linkini yazı sonunda bulabilirsiniz. )
Size bu yazımda resimlerinden en güzel ve göz alıcı bulduğum iki çalışmasını anlatacağım. O zaman şimdi çayınızı, kahvenizi aldıysanız başlayalım.
Vatikan müzesindeki Sistine şapeli Hıristiyanlar için çok önemli bir yer.
(Neden bu kadar önemli diye merak edenler için diğer yazımın linkini de aşağıya bırakıyorum.)
Son Yargı resmi içeri girer girmez sağınızdaki duvarın tamamını kaplar. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz en alttaki sağ ve sol köşelerdeki beyaz dikdörtgenler aslında kapılar. Büyüklüğünü anlamanız için bu detayı yazmak istedim.
Dört yılda çizimi biten eser 12 x 13.7 metre ebadındadır. Denilir ki; açılış gününde içeri girenler önce büyüklüğüne sonra da yoğun gerginlik sebebiyle şok olmuşlar. Hatta papa dizlerinin üstüne çöküp Tanrı’ya yargı gününde affı için yalvarmış. Gerçekten de eser çok karmaşık ve haklılar gergin. Ama detayları o kadar canlıymış gibi ki, resmen büyüleyici. Şimdi müsadenizle eseri anlatmaya başlıyorum.
Resimde, ruhların Tanrı’nın gazabıyla yüzleşmek üzere mezardan kalkmaları betimlenmiş. Tam ortasında ise İsa atletik, kaslı vücuduyla yargıç rolünde. Ve İsa, aşağıdaki cehennemliklere merhamet göstermiyor.
Dante’nin Cehennem’inden alınma şeytani yargıç Minos da resimdedir. Hatta eşek kulağı taktığı bu kişi aslında ressamla fikir ayrılığına düşen saray mensudur. Akıllıca değil mi? Hatta ilk başlarda çırılçıplak çizmiş ama kızınca malum yerlerini kapatacağını söylemiş.
Peki ama Michelangelo bu neyle kapatmış dersiniz? Elbette ona yakışacak zeki bir hareketle, yılanla. Resimdeki eşek kulaklıyı gören yorumlara yazsın lütfen. Bakalım resmin bütününde bu detayı bulmanız kolay olacak mı ?
Resim de başka bir detay daha var. O güne kadar pek yapılmayan bir şey üstelik. Sanatçı kendisini de resmetmiş. Hatta rönesans dönemi uzmanlarına göre; ben de günahkar olabilirim, maskelerim var, demek istemiş. İşte üstadı bu sayede Aziz Bartholomeus’un elinde tuttuğu deri parçasında görüyoruz.
Duvara dikkatli bakınca boruya üfleyenler o son günü bildirken, iki kişiyi de ellerinde kitaplarla görüyoruz. İki kitap resmedilmiş. İyilik yapıp cennete gidenlerin listesinin olduğu ve cehennemliklerin kitabı.
Adı cennete gidecekler listesinde olanları aydınlık resmedilmiş ve hızlıca cennete yükselirken görürüz.
Diğer yandan kötülük yapanlar, ahh kötüler için yaşasın cehennem. Onlar için kapkara bir ortam canlandırmış. Taa diplerde görürüz onları ve ellerini uzatmış merhamet dilerken.
Şeytanın cehenneme sürüklediği adamın yüzünü kapatmıştır. Neden çok basit, dünyadaki yaptıklarından pişmanlık ve utanç vardır.
İnsanlar genelde her santimetrekaresi dikkatle incelenmesi saatler süren bu eserden sonra bu eseri bile gölgede bırakan tavana yönelir.
Michelangelo aslında heykeltraş olduğundan başta işi kabul etmemiş. Papa’nın ısrarları üzerine 6000 duka altın karşılığında tam 4 yıl uğraşarak dillere destan bir şaheser ortaya çıkarmıştır.
Çalışma aşamasında yanına kimseyi almayan Michelangelo akşamları kiliseyi kapatıp kapıları kilitlermiş. Tek başına iskelelere tırmanıp fresklerini yaptığından oldukça güç ve yorucu olduğunu tahmin etmek zor değil.
Fresk tekniğinde boya yaşken uygulandığı için oldukça zor bir teknikmiş. Ayrıca iskele tavana çok yakın olduğu için genellikle sırt üstü yatıp çalışmalarını yapması kaçınılmazmış. Bu yüzden de Michelangelo’nun sırtında ve gözlerinde kalıcı hasar oluştuğu bilinir.
Sistine Şapeli’nin tavanındaki fresklerin ölçüsünün yaklaşık 14 metre genişliğinde ve 40 metre uzunluğunda olduğunu da ekleyeyim.
Papa, tavanda 12 havarinin fresklerinin yapılmasını istemiş. Fakat Michelangelo kafasına göre takılıp İncil’in Yaratılış kitabının 9 sahnesini yapmış.
O kadar devasa resimler ki insanın aklı almıyor. O şok ile fotoğraf çekmek istiyorsunuz ama buraya girdiğinizde fotoğraf çekmek, yüksek sesle konuşmak, oturmak, duvarlara dokunmak yasak. Her yanda güvenlik görevlileri var, hemen uyarıyor ve makinanızı alabiliyor. Saatlerce inceledikten, elimdeki sanat rehberi kitabımdan okuduktan sonra kalabalığa aldırmadan yere yattım ve muhteşem tavana bir de öyle baktım. Bu benim hayalimdi ve yaptım. Görevliler gelene kadar ben kalkmıştım bile. Siz de yapın üstünüzü temizlersiniz nasıl olsa ama Michelangelo gibi tavana bakmak her zaman yaşanmaz, unutmayın.
Aşağıdaki tabloda numaralandırılmış yerlerdeki resimlerin açıklamalarını aşağıda maddeledim. Umarım gidecek olanlar için rehber olur.
NUMARA 4 – Adem’in Yaratılışı ve Tanrı tarafından hayat enerjisinin verilmek üzere olduğu sahne betimlenir. İncil’de Tanrı’nın insanı kendi suretine benzer şekilde yarattığına dayanarak, iki erkek freski yapmıştır. Adem ve etrafındaki melekler ve sol kolu altındaki Havva ile tasvir edilen Tanrı kollarını birbirlerine uzatmaktadırlar. O parmakların yakınlaşması dünya üzerinde en çok bilinen resim detayıdır.
İlginç olan detay ise Tanrı olanca gücüyle elini uzatırken Adem’in umursamazca elini uzatması. Neredeyse aman sende der gibi. Uzmanlar ressamın burada da ince ince insanoğluna dokundurduğunu düşünüyorlar.
Diğer yandan; Michelangelo’ya göre Tanrı insanı yaratmıyor, insan kendi zihnindeki Tanrı’yı kendisi yaratıyor.
Bunu o dönemde açık açık söylemesi imkansız iken bu şekilde resmetmiş. Dahiyane olan ise Papalığın merkezindeki Şapel tavanına yapması. Bu kanıya varılmasının sebebi ise son yıllarda araştırmacıların bulduğu insan beyninin şeması ile Tanrının resmedilişinin benzerliği.
Tanrı bu sahnede ise bulutları ayırarak ışığın ortaya çıkmasını sağlıyor. Burada yaratılışın ilk günü anlatılıyor.
Burada Tanrı, yaratılışın ikinci adımı olarak Güneş ve Ay’ı evren içindeki konumlarına fırlatıyor.
Tanrı, burada gök ile suları birbirinden ayırarak gök kubbeyi yaratıyor.
Bu sahnede ise Tanrı, Uyumakta olan Adem’in yanında Havva’yı koyarak ilk kadını yaratmaktadır.
Cennette olan Adem ile Havva, Tanrı’nın onlara yasakladığı şeyi yaparlar. Yasak ağaçtan alınan meyve iyi ve kötünün bilgisini temsil etmektedir. Aynı resimde Tanrı’nın buyruğuna itaat etmeyen Adem ile Havva, Cennet’ten kovulduğunu görürüz. Ayrıca dikkatli bakıldığında bir önceki sahnede genç ve güzel tasvir edilen Havva, burada buruşuk ve çizgilerle dolu gösterilmiştir. Çünkü artık onlar ölümlüdür.
İnsanlığın devamında önemli bir aşama tufandır. Bu resimde ise Nuh, kurtuldukları için Tanrı’ya adak sunar. Tanrı da Nuh ve ailesini tehlikelere karşı korur.
Yine Nuh’ u görürüz. Michelangelo, Nuh ve ailesinin “Ark” adlı devasa gemiye binerek tufandan kurtulmalarını betimler.
Eski Ahit e göre Nuh‘un üzüm bağları sahibi olduğu ve sarhoş bir halde çıplak olarak yatışı anlatılır.
Peki nasıl oluyor da bu kadar mükemmel insan resimleri çizebilmiş? Tam da bu noktada insanları resmederken edindiği ustalığın temeline ulaşıyoruz. Kadavraları incelemesine! Bu yüzden insanların duruş şekillerindeki kas yapısının nasıl resmedileceğini de çok iyi biliyordu. Aynı şekilde Leonardo Da Vinci’ nin de kadavra incelediğini kayıtlardan anlıyoruz. Her ikisinin de bu yüzden figürleri neredeyse kusursuzdur.
Sayfalarca detay verip anlatılacak eserleri kısaltarak size tanıtmaya çalıştım. Aşağıdaki linkte eserin restorasyon çalışmalarını içeren bu video size fikir verecektir.
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
Dİğer yazılarım da hoşunuza gidebilir düşüncesiyle bazılarının linklerini de aşağıya bırakıyorum, herkese keyifli okumalar ve sevgiler…
Michelangelo ve Vatikan ile ilgili diğer yazılarımı okumak isterseniz linkleri tıklamanız yeterli.
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
3 Comments
Büyük emek vermişsiniz
çayımı aldım ,yazıyı okumaya başladım ,eşek kulaklıyı çok aradım ,bulamadım :)
eline sağlık ….. yazıyı bir solukta okudum ama bu arada çayım soğudu :)
yeni çay dökersiniz Türkan hanım :)