Kitapların, filmlerin bazen bir yazarın peşinden seyahatler yapmak gibi bir tutkum var. Bu yazıya konu olan Šargan Osmica tren yolunu da bir filmde gördüm. Mokra Gora’ ya yolum filmden sonra düştü.
Tamamen tesadüfen Levent Kültür merkezi civarındayken film gösterimi varmış, deyip paldır küldür girdik. Adı ” Life is Miracle “ idi ve film başlar başlamaz şaşırmıştım çünkü Boşnakça konuşuluyordu. İlk dakikalarda Emir Kusturica’ nın filmi olduğu anladım. Film başaldıktan sonra da biraz hüzünlü, biraz eğlenceli, elbette müzikler yine harika ilerledi. Oyunculuklara zaten lafım olamaz, çok iyidi. En güzel yanı ise manzaralardı. Olay başından sonuna dağ başında bir tren istasyonunda geçiyor.
Film çıkışı bu adam nerden bulur böyle yerleri diye kendi aramızda konuştuk. Ama ben bununla kalmayıp araştırmalara başladım. Sonra öğrendim ki böyle bir tren yolu hikayesi kısmen yaşanmış ve filmden sonra popüler olunca turizme açılmış.
Peki ben bunu okuyunca durur muyum sizce? İlk Sırbistan gezimde gittim. Fakat mevsim kış olunca tren çalışmadı. İkinci kez gittiğimde çok sıcak bir yaz günüydü. Bu kez kesinlikle kaçıramazdım.
Yıllar önce taaa Avusturya-Macaristan İmparatorluğu zamanında Belgrad, Sarajevo, Visegrad, Dubrovnik arasında tren yolu inşa etmeye karar verilmiş. Ancak her şey güzel giderken proje gelmiş Mokra Gora’ daki geçit vermeyen dağlara dayanmış. İmkanı yok, yol yapılması için uygun noktalar bulunamıyormuş. Neredeyse proje iptal olacakken bir mühendis çıkıp bir fikrim var, demiş. Eğer sekiz rakamı şeklinde bir dar geçit açarsak tren döne döne dağları aşıp yoluna devam edebilir.
Bu cümleyi böyle okuyunca anlaması zor farkındayım o yüzden harita bırakıyorum ve hartalar için Milan Suvajac’a teşekkürler…
Sargan ve Mokra Gora istasyonu arasındaki 3.5 kilometrelik farkı tam 15.44 km mesafede dolaşıyor. Aynı zamanda 450 metre yükseklik farkını tırmanıyor.
Tren 5 köprü ve 22 tünelden geçiyor. En uzun tünel ise 1.68 km. Ayrıca birkaç gözlem noktası ile Mokra Gora doğasının sihirli görünümünü izleyebiliyorsunuz. Sadece 0,76 mt genişliğiyle “dar geçit demiryolu” denen bu yol 1974 trafiğe kapatılmış, 1999’da ise yeniden faaliyete geçmiş.
Sargan trenleri her gün Mokra Gora’dan 10.30’da , 13. 30’da ve 16.10 da hareket ediyor. Düzenli gidiş ile Mokra Gora- Šargan Vitasi- Mokra Gora arasında turistik amaçlı gidip geliyor.
Mokra Gora köyünden hareket eden trene binmek isterseniz sabah ilk treni seçmeniz daha iyi olur. Çünkü yukarı çıktıkça hava sıcak olacaktır ve kalabalık. Ama dağa çıktıkça ve tünellere girip çıkınca da esiyor. Tünellerde tepenize su da damlayabilir, söylemeyi unuttum Mokra Gora ıslak dağ demek :)
Tren 3 saat boyunca gezerken ilk önce Türkçesi ” Dokuzuncu kilometre ” olan istasyonda duruyor.
İkinci durağı Jatare İstasyonunda daha fazla duruyor. Oradaki lokantada yemek bile yiyenler oldu. Ya da yukarıdaki tünele çıkılabiliyor. Ben sessiz sakin istasyon binasının yanında dinlenmeyi tercih ettim.
Üçüncü durağı ise Golubici istasyonu oluyor. Benim en sevdiğim ise bu istasyon çünkü film tam bu istasyonda geçiyordu. Dolayısıyla ben her köşesini çok iyi biliyordum. Ordan oraya koşuşturduk, fotoğraf çektirdik. Ama bunun çok kolay olduğunu sanmayın. Nedenine gelince o kadar çok insan var ki, hal böyle olunca alelacele bir şeyler çektik. Ama fotoğraftan daha önemli olan önümüzde uzanan vadinin manzarasıydı.
Yine de sallanan sandalyenin bulunduğu manzaralı balkon, partide kadının üstüne dökülen su, çatı katındaki o küçük yuvarlak pencere hepsi oradaydı.
Yazının başında Levent kültür Merkezinde bir film izledik demiştim. Hatırladınız mı?
İŞte yer yine Levent ablamla aramıdaki konuşma şöyle; ne güzel filme denk gelmiştik hatırlıyor musun? Aaa hatırlamam mı Emir’ in filmiydi. Bu cümleden sonra ne oldu tahmin edin… Tesadüfen yine Levent Kültür merkezi ve yine bir film afişi bu kez “Zivot- Bana Söz Ver “ filmine denk geldik. Hepi topu zaten LKM de iki kez sinemaya gittik ve miş ikisinde de Kustirica’ nın filminin olması garip bir tesadüf.
Bu tesadüfü o gün, o istasyonda dağlara, çam ağaçlarına, sarı badanalı Golubici istasyonuna bakarken konuştuk…
Diyelim ki beni dinlediniz Sırbistan sadece Belgrad demek değil dediniz ve Mokra Gora’dan ve bu Sargan Osmica’ dan haberdar oldunuz, şahane! O zaman hemen kağıt kalem alın not edin lütfen, yolu tarif ediyorum.
Belgrad ve Saraybosna’ dan otobüs ile Visegrad’ a gelinir. Visegrad’ ta Drina Köprüsü görülür. Köprüye sarılmak serbest, yanında kahve içmek şart bunu söylemiş olayım. Bu çok önemli ha bir de yaparsanız öncesinde Drina Köprüsü romanını da okuyun lütfen. Neyse efendim kahve içildiyse hemen köprü başında minibüsleri göreceksiniz. Saatleri filan soruşturun netice orası Balkanlar keyfe keder hareket de edebilirler, siz sakin olun. Minibüsle 30 dakika da Mokra Gora’dasınız. Binerken Şargan Osmica deyin çünkü yol ordan devam ediyor taaa Uzice’ye gidersiniz mazallah.
Eğer Balkanları araba kiralayıp geziyorsanız size fikir vermesi açısından yazayım; Belgrad 197,22 km, Saraybosna 140,09 km, Višegrad ise 27.79 km. Ehh zaten araba ile gittiyseniz haritaya bakacaksınızdır detaylı da yol tarif etmeme gerek yok sanırım.
Sarajevo’dan önce şehirlerarası otobüslerle Visegrad’a geldik. Ordan da yukarıda bahsettiğim minibüslerle Bosna sınırından çıkıp Sırbistan’a giriş yaptık. Fakat bu öyle zor bir geçiş değil çünkü iki ülke de Türklere vize uygulamıyor. Her iki yönden de geliş kolay yani. Yol üstünde Mokra Gora’da ineceğimizi söyledik. Bu kadar basitti.
Sonra biz Şargan Osmica tren istasyonunun yanındaki evlerden birinde bir gece kaldık. Burada insanlar turist çok olduğundan evlerinin odalarını kiralıyorlar. Seçenek bol yani dert etmeyin.
Fakat bizimki ne maceralı bir ev kiralamaydı bilseniz. Hadi toplaşın anlatıyorum. Bir kaç eve bakalım dedik. Birinde yaşlı bir teyze oturuyor ama ortalık 100 yıldır temizlenmemiş, olmaz dedik. Bir diğerine gittik o da evinin üst katında 3 oda gösterdi, beğendik ama bir arkadaşlara soralım dedik. Demez olaydık, geri dönünce adam demez mi vermiyorum size oda filan, hoppala, neden ama? Sizi gördüm gidip başka evlere fiyat sordunuz, diyor. Manyak mısın be adam diyesimiz var, diyemiyoruz çünkü hem üç oda bulmuşuz, hem fiyat iyi, en önemlisi akşam olmak üzere… Karısı da göz kırpıyor bir yandan, zaten adam leş gibi rakı kokuyor. Neyse ki arkadaşım Kaanla beraber azıcık Boşnakçamızla adamı ikna ediyoruz.
Derya ile Türkan aşağıdaki marketten alışveriş yapıyor, duşa giren, internete kavuşan, masa hazırlayan var. Keyfimize diyecek yok yani. Amca ile de aramız düzelmiş neyse ki…
Bir anda akşam oluyor hava fişekler patlıyor. Bu ne acaba derken adam demez mi Emir Kustirica’ nın köyünde festival açılışı var. Ehh be adam önceden söylesene. Haydi gidelim, kaçırmayalım dedik. Yürürsek uzun süreceğinden çakal ev sahibi iki araba hazırladı ve bizi tepeye çıkardı. Hakikaten kalabalık, her yer süslü filan ama parti bitmiş. Muhtemelen konuklar sinema salonuna filan geçti. Temmuz’ un onüçü ama kış gibi soğuk olunca evimize dönelim de çekirdek çitleyelim, dedik. Yok şaka değil vallahi bildiğiniz çay yaptık, kuruyemiş paketlerimizi açtık, yayıldık bir odaya pijama partisi yaptık.
Evimiz trene istasyonuna sadece iki dakika yürüme mesafesindeydi. Manzarası harikaydı doğrusu! Kahvaltı sonrası tren istasyonuna gittik ve biletleri aldık. Küçük ama çok şirin ahşap sandalyelere yerleştik. Şimdi sıra tüneller, köprüler geçip manzaralarda.
Yaklaşık üç saat süren gezintimizin tadı damağımızda kalarak bitirdik.
Filmlerin geçtiği yerleri görmek, nefes kesici manzara, tertemiz hava bizi mest etti. Ama Sırbistan gezimiz devam ettiği için istemeye istemeye Mokra Gora’dan ayrıldık. İki taksi ayarladık ve bir başka doğa harikası Tara dağına gitmek üzere Bajina Basta şehrine hareket ettik.
Bu yazıda adı geçen beni bu tren yoluna götüren filmin yani Life is Miracle’nin fragmanı buradan izleyebilirsiniz.
Bu arada filmin yönetmeni Emir Kusturica’ nın film platosundan oluşturduğu köyü anlattığım yazıyı okumak isterseniz şuraya tıklayınız Sırbistan’ın farklı bir köşesi MokraGora
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın! Hoşunuza gidebileceğim diğer yazılarımın da linkini aşağıda bulacaksınız.
Sarajevo’ nun en iyi yeme-içme rehberi
Sevgilerimle…
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
1 Comment
iyi ki gitmişiz…..