Kudüs şehrini anlatmak biraz zorladı beni ama şehrin dört kısma ayrılması da diğer hem anlamak isteyen siz okuyucular hem ziyaretçiler için kolaylık.
Meryem’in annesi geç yaşında hamile kalır. Bir peygamber beklenir. Annesi doğacak evladını Allah yoluna adayacağına dair ibadethaneye söz verir. Fakat Meryem doğar ve o güne kadar din işlerinde ilk kez bir kadın hayatını ibadethaneye adayacaktır. Yahudi geleneğinde bu mümkün değildir.
Nasıra’da oturan Meryem’e genç kız iken hamile kalır. Oysa ibadethaneden hiç çıkmamış, kimse ona dokunmamıştır. Bu kimsenin hoşuna gitmez. Yusuf isminde biriyle evlendirilir. Betlehem’de (yani Beytüllahim – daha sonra bahsedeceğim ) İsa’yı dünyaya getirir. Bundan sonra Meryem ve İsa için zor bir hayat başlar.
İsa’ya peygamberliğin bildirilmesi, meşhur 40 gün orucu ( Eriha da Kurantul manastırı – daha sonra anlatacağım ) dolayısıyla inancını yaymaya çalışması hep Kudüs ‘de olmuştur. Hatta ihanete uğraması, yakalanışı ve sırtında çarmıh ile Diriliş kilisesinde hayatının sonlanması Kudüs’te yaşanmıştır. O yüzden Hristiyan dünyası için Kudüs çok önemlidir.
Şimdi bahsedeceğim ise Via Dolarosa denilen yol. Bu Hz.İsa’nın sürekli resmedildiği çarmığa gerilmiş halini hepimiz biliriz. İşte sırtına o haçı yükleyip yürüttükleri o yol burası, Via Dolarosa! Manası ise ‘Acı yolu’ dur. Hristiyanların bir nevi hac yolu da denebilir. İsa yakalanmış tahta bir çarmığa ellerinden çivilenmiş hatta başına dikenli tel geçirilmiş vaziyette yürütülmüş. Acı yolu ismi bu sebeple verilmiş.
Yolda 14 durak var ve her birisinin özel anlamı var. Her durak Roma rakamlarıyla işaretlenmiş ve sokaklarda yolu tarif eden tabelalar mevcut.
Bu yol üzerindeki durakları bulmak kolay, önemli olan başlangıç yerini bulmak. Aslanlı kapıdan girer girmez İmran Ailesine ait bina ( Meryem bu evde doğdu diye tabelası bile var) önüne gidip ordan yürümeye başlanmalıdır.
Zaten kalabalık gruplar halinde Hristiyanlar her durakta olduğu için bulmanız kolaydır. Yine de alın hepsini görmek istiyorsanız listeyi elinize alıp yürüyün. Biz internetsiz çalışan telefon programımızdaki haritaya uyarak tüm yolu yürüdük. Mesela yol boyunca insanların III. ve IV. duraklarda duvara yaslanmış tam önünde dua okumalarını izledik. Hatta ağlayanlar, sıra ile duvara dokunanlar çok ilginç görüntüler veriyorlardı. Ayrıca çeşitli gruplar bazı günlerde bu yolu cemaat olarak dualar eşliğinde geçiyorlar, resmen o an İsa’nın yaşadıklarını yaşıyorlar.
Golgata Tepesinde bir kilisedir.
Dünyadaki hiçbir kilise Müslüman ve Hristiyan mahallelerinin tam içiçe geçtiği yerde bulunan bu kilise kadar önemli değildir. Çarmığa gerilişin yaşandığı yer olduğuna ve yeniden dirilişin de yine burda olduğuna inanılır.
Bizans imparatorunun annesi Azize Helena tarafından MS. 326 da yaptırılmıştır. Aslında orijinal çarmıh buradaymış ama yüzyıllar boyunca gelen giden bir kaç parasını hatıra diye koparıp alınca hiçbir şey kalmamış. Kilisenin bugünkü biçimi 1810 yılına dayanıyor.
Sade, gösterişsiz bu kilise kapısından girer girmez insanı şaşırtıyor. Girer girmez yerdeki bir taş üstüne neredeyse yatmış ağlayan, dua eden insanlar karşınıza çıkıyor. Üstünde ise her biri mezheplerden bağışlanan lambalar duruyor .
Peki bu taşın özelliği nedir ? HZ.İsa’nın ölü bedeninin yıkandığı ve o günden beri ıslak olduğu düşünülüyormuş. Dünyanın her yerinden gelen Hristiyanlar sıraya girip kah ağlıyor kah dualar mırıldanıyor.
Elini , yüzünü süren, yanında getirdiği eşyalarını sürüp belki hastasına deva belki başarı için yalvarıyorlar. Bende meraktan ” nasıl ıslakmış, dur bi bakayım” dedim. O da ne ıslaklık dedikleri şey yağ idi. Şu kiliselerde kokan bildiğimiz tütsü gibi kokuyordu. Elimi defalarca yıkadım kokusu çıkmak bilmedi. Benim kokulara karşı hassasiyetim var , yoksa kötü değildi :)
Bu kilisenin içinde kalabalığı aşabilirseniz İsa’nın kabrinin bulunduğu söylenen bir türbe benzeri yapı göreceksiniz. Küçücük bir odada nerede mezar olduğunu anlayamadan rahip çıkmamız istedi. Sadece mumlar ile aydınlatılması mistik bir atmosfer yaratmıştı .
Bu kilise ile ilgili anlatılan başka bir hikaye ise şöyle; tüm mezhepler için önemli olan kilise paylaşılamaz hale gelir . Hatta temizliği bile olay olur tartışmaları kapının içi bir mezhebe, avlu başka mezhebe, pencereler başka mezhebe paylaştırılarak çözmeye çalışılır. Peki anahtar hangi mezhebin rahibinde dursun? Çözüm olarak Müslüman bir ailede durması söylenir. Şu anda da aynı aileye miras kalan anahtar her gün törenle iki mezhebin din adamı ve Müslüman aile ferdiyle birlikte kapı açılıyor, kapatılıyor. Şanslı iseniz törenleri izlersiniz ya da şansınızı yaratın saatleri öğrenin.
Mezhepler arası temizlikten, idareye kadar bölünmesi halen Abdülmecid’in fermanına göre yapılmaktaymış. Fermanda ” kendim bizzat ordaki her taşın boyunu milimini hesaplatacağım. Gelip kontrol edeceğim güne kadar kim bir tek taşı yerinden oynatırsa bilsin ki kellesini bizzat alacağım .” deniyormuş. Fermanın tam okunduğunda esnada bir papaz camları silmekte iken yavaşça merdivenden inmiş. Ama merdivene dokunmaz bile. Derler ki 159 yıldır o merdiven orada dururmuş.
Bu kilisenin tam karşısında ise Hz.Ömer camisi vardır. Onun da hikayesi şöyle; Ömer Kudüs’e geldiğinde namaz kılmak ister, rahipler yer olarak Kıyamet Kilisesinde bir yer gösterirler. Hz.Ömer ise ” eğer benim burda namaz kıldığımı görenler kiliseyi camiye dönüştürmek isterler” deyip karşısındaki boşlukta kılar. Gerçektende peşinden gelen Müslümanlar Ömer burda namaz kılmıştı deyip buraya cami yaparlar.
Görüldüğü üzere Hristiyan mahallesi başlığı altında anlattığım bölgede cami ve kilise yanyanadır.
Çatısında harika bir Kudüs manzarası izleyebileceğiniz yapıdır. Yapıldığı yıllarda Hacıların konaklıyorken şimdilerde otel olan mekandır. Çatıdan manzara izlemek için 5 Şekel vermelisiniz. Viyana kahvesi, Avusturya dekoru ve ortalıkta dolaşan Rahibeler ile bir anda bambaşa bir dünyaya girmiş olacaksınız. Bina 5. ve 4. durağın olduğu yerde köşede ama kapısı kapalı. Zili çalınca megafondan “kimoooo ? ” diye soruyorlar. “Guest ” diye cevap verince açıyorlar :)
Size az bilinen bir mekan ismi de veriyorum dikkat! 5.duraktan dönüp merdivenli yolu biraz çıkınca sol kolda Selahaddin Eyyübi nin ve soyundan gelenlerin halen yaşadığı evi ziyaret edebilirsiniz. Çatı katından muhteşem bir Kudüs manzarası izleyebilirsiniz. Ev sahipleri çok sıcakkanlı ve canayakın. Kadınlar hemen çay ikram ediyorlar. Odaları gezip Kıyamet Kilisesi ile tüm Kudüs’e tepeden bakabilirsiniz. Hem de bir Filistinli ailenin evi nasıl görmüş olursunuz .
Diğer yazım Yahudi mahallesi olacak. Ama dilerseniz öncelikle Yahudileri tanımak için şu yazıma tıklayınız . görüşmek üzere :)
Bölge ile ilgili diğer yazılarıma da aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz
İsrail’e gideceklere kısa bilgiler
Az bilinen Yahudi ibadetleri ve bayramları
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
5 Comments
Çok açıklayıcı bir yazı olmuş, elinize sağlık. Kudüs’e gitmek nasip olursa yazınızdan faydalanacağım kesin :) Bizimle paylaştığınız için teşekkürler :)
.herkesin Kudüs ‘ü görmesini çok isterim . Özellikle siz keyif alırsınız diye düşünüyorum
Yol gösterici bir yazı olmuş ?
Yol gösterici bir yazı olmuş , eline sağlık
teşekkürler