Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Moskova’nın dillere destan meydanında Lenin’ in naaşının sergilendiğini biliyor muydunuz?
Bu yazıda, Lenin’in mumyasının gizemli dünyasını keşfedecek, sıra dışı kuralları ve garip uygulamaları inceleyecek ve bu mumyanın siyasi ve tarihi önemini anlayacağız.
Yazıma olur ya tanımayan olabilir diye Lenin’i tanımakla başlayalım istedim.
Doğum ve Ölüm: 1870 de doğmuş ve 1924’te ölmüştür.
Siyasi Kariyeri :
Önemli Başarıları:
Tartışmalı Yönleri:
Fakat yine de 20. yüzyılın en önemli ve etkili siyasi liderlerinden biri olarak kabul edilir. Bu yüzden öldüğünde naaşı direkt defnedilmemiştir.
Ruslar tarafından rağbet gören bir yer bu mozole. Moskova’yı ziyaret eden binlerce turistin de uğrak yeri.
Şehri gezmek için meraklı turistler ve ülkenin dört köşesinden gelenler Lenin ‘in mumyasını görmek için sıra beklerlerler. Oldukça rağbet gören bir yer olan mozoleyi nasıl gezeceğimizi ve mumya hakkındaki ilginç bilgileri sizin için derledim.
Bir mumyayı hatta bir ölüyü diyeyim görmek neden önemli olsun ki diyebilirsiniz. Size şu soruyu sormak isterim; kaç kere ve nerede bir mumya gördünüz? Belki arkeoloji müzelerinde bir kral, firavun ya da kimliği belirlenememiş birinin mumyasıdır değil mi? Fakat bu Lenin yani yakın tarihte dünyamızın gördüğü en büyük siyaset adamlarından, ülke liderlerinden biri. Çağdaşlarından hiçbirini böyle görme şansımız yok. Kısacası yolunuz Moskova’ya düşerse gidin görün derim, naçizane tavsiyemdir.
Soracağınız soruları az çok tahmin ediyorum. Mesela giriş ücreti ne kadar, hangi günler açık gibi. O zaman hzılıca cevaplara geçelim.
Mozoleye girişler ücretsiz. Yaş sınırı yok.
Pazartesi ve cuma günleri kapalı diğer günler de ise saat 12’ye kadar ziyaret edilebilir. Bu yüzden erkenden sıraya girmelisiniz. Biz gittiğimizde sırada sadece Ruslar vardı. Başka hiç turist yoktu. Japon bile yoktu :) Moskova’ya Aralık ayında gitme cesareti göstermemizinde etkisi var elbet. Fakat duyduğumuza göre saatlerce sıra beklemek bile gerektiği zamanlar oluyormuş.
Mozole Kremlin’nin devasa duvarının dibinde iki katlı kırmızı mermer yapı. Hatta bu yapı Halikarnas’taki Mozoleum’dan esinlenerek inşa edilmiş. Ama direkt oraya gidip giremiyorusunuz. İlk önce meydanın girişinde bulunan Tarih Müzesine uğramalısınız. Müzenin sadece emanet ofisine çanta, cüzdan, fotograf makinası, cep telefonu gibi materyalleri bırakmanız gerekiyor.
Fotoğraf çekimi yasak olduğundan makinalar ve cep telefonlarını emanete bırakmayı anlarım. Fakat halen aklımı kurcayan; dedektörle tarama yapmak, ayağımızdaki botlara varıncaya kadar elle kontrol etmek de biraz paranoyakça değil mi? Lenin 1924′ ten beri orada öylece uzanmış, gayet ölü netice de :) Bir daha öldürecek değiliz ama orası Rusya ve çok da sorgulamamak lazım gelir.
Kurallar ve Garip Uygulamalar
Bunca güvenlik tedbirlerine ilave olarak daha dış kapıda dimdik duran Rus askerlerinin sert bakışları ile durdurulduk. Öyle pat diye girmek yok biz işaret edince gireceksiniz, dediler. Ama bunu sözlü değil bakışlarla söylediklerini bir hayal edin.
Sonra hakikaten bir işaretleriyle tekrar yürüdük kapıdan girer girmez bir başka asker sol solunu kaldırarak o yöne dönmemizi işaret etti. Başka bir asker yine işaretle karanlık koridordan geçerek odaya girmemizi söyledi.
Mumyanın başındaki askerlerin ise aklınıza gelebilecek her şeyi yapmaya yetkisi varmış. Mesela sadece şüphelenmesi bile sizin tutuklanmanıza sebep olabilirmiş. Öyle avukatımı arayayım, konsolosluktan yardım isteyeyim filan işe yaramaz! Bu uyarıları okuyunca biz nefesimizi bile tuttuk ki Lenin’nin kendisiyle hiçbir alacak verecek hesabımızda yok hani :)
Nihayet işte karşımızda cam fanusun içinde Lenin duruyordu!
Muazzam bir işçilik var belli, ama bakamıyorsunuz ki. Şöyle bir dikkatli bakalım dedik o sıra ağzımızdan fısıltı şeklinde gayriihtiyari “vay be” diye bir ses çıktı. O saniyede bir asker ” şişşşştttt ” diye bir bağırdı. Dikkat ettiyseniz fısıldama dedim. Biz zaten duraklamamışken hızlıca yürüyerek odadan çıktık. Bu kadar, bitti, Lenin’ i görme hızımız sizin bu cümleyi okumakla eş zamanlı.
Lenin’ in mumyası ve siz, aranızda sadece bir metre var ve siz özgür dünyada korkarak küçücük odada yürüyorsunuz.
Cam fanusun içinde kadife bir zemine yatırılmış Lenin. Takım elbisesinin içinde kızıla yakın saçları, sakalları muntazam tıraşlı. Mumyanın bakımını her gün düzenli yapan bir ekip varmış. Hatta 20 yıl boyunca mumyayı koruyup makyaj yapması için bir kişi çalışmış. Allık filan sürermiş o derece. Şimdilerde ise haftada iki kez on iki kişilik bilim insanından oluşan bir ekip gelip kontrolünü yapıyormuş. 18 ayda bir genel kontrol için kimyasal karışıma yatırılıyormuş.
Mumya yapımı aşamasında Lenin’in vücuduna sık sık özel sıvılar enjekte edilmiş. Böylece bedenin bütünlüğünü koruması sağlanmış. Vücudun çürümeye başlayan bölgelerini kapatmak içinse balmumu kullanılmış.
Yapının içinde kontrol merkezi bulunuyormuş. Yüzlerce termometreden gelen verileri denetleyen klima cihazları ortamdaki havayı ayarlıyormuş.
Bilim insanları, bedenin çürümesinin önüne geçmek için kauçuktan sıkı bir elbise giydirmişler. Üstüne de bizim gördüğümüz şekli ile başka kumaş elbise ile yatıyor.
Elinin biri bozulmuş ondan yumruk yapıp kapamışlar. Yumrukla ilgili başka bir görüş daha var; Lenin’ in simgesinin kapalı yumruk oluşu.
Bu mumya için sıkı durun tamı tamına yıllık beş yüz bin dolar harcanıyormuş. Mumyanın bakımı bu şekilde sürdürülürse beş yüz yıl daha dayanabilirmiş. Müthiş değil mi? Gerçi Ruslar’ın bu konuda iki ayrı görüşteymiş. Bir kısmı artık yeter paramızı buna mı harcayacağız dese de bir kısmı da aman neye harcamıyoruz ki diyormuş.
Meğer Lenin’in beyni vücudu mumyalanmadan önce çıkarılmış. Oskar Vogt beynini incelemekle görevlendirilmiş. Sonuçta ne buldular bilinmiyor. Yazının sonuna Einstein’ ın beyninin başına gelenleri yazdığım yazının linkini bırakacağım. O da enteresan bir hikaye!
Aslında Lenin öldüğünde annesinin mezarının olduğu memleketi St.Petersburg’a gömülmek istemiş. Dönem dönem birileri çıkıp kaldıralım diyormuş, gömelim diyorlarmış. Fakat bu saatten sonra yapılacağını hiç sanmıyorum.
Aman gömmeyin de bize verin diyen bir Amerikalı firma çıkmış. Şu Amerikalılarda bir garip doğrusu. Gerçi Rusların da onlardan aşağı kalır yanı yok. Neden mi? Onlar da Michael Jackson ölünce verin Lenin’ in yanına gömelim, demişler. Yok artık dediğinizi duyar gibiyim ama dünyada böyle garip şeyler yaşanıyor işte.
Mumya İkinci Dünya savaşında zarar görmemesi için Sibirya’da güvenli bir yere taşınmış. Daha sonra yine Moskova’ya getirilmiş.
Stalin öldüğünde Lenin’ in yanına konulmuş. Fakat Kruyçef hükümeti onun kaldırılıp gömülmesini istemiş.
Lenin yine bir başına kalmış anlayacağınız.
Mozolenin içine girip şöyle birkaç dakika Lenin’e bakıp kafamızda deli sorular oradan çıktık. Kremlin duvarın kenarında Stalin, Brejnev ve caaanım Yuri Gagarin’in mezarlarını ziyaret ettik.
Az kalsın unutacaktım, mumyayı korumakla görevli ekip aynı zamanda Vietnamlı komünist lider Ho Chi Minh’nin de mumyasına da bakıyormuş. Kuzey Kore liderlerinin de naaşlarının bozulmadan korunması için çalışıyorlarmış. Şu anki lider var ya işte o babasının Moskova’da mumyalanması için sadece bir milyon dolar harcamış. Halkı açken de böyle saçma, kimseye faydası olmayan bir şeye bu kadar para harcamak tam da diktatörlere yakışır.
Neyse havayı biraz yumuşatmak için yazımı bir fıkra ile bitirmek istiyorum.
Komünizm zamanı bir Amerikan milyoneri arkadaşalrına karısına bir astragan kürk, kendisine de 2 kilo Beluga havyarı alacağını söylemiş. Bu arada Lenin’ in mumyasını da ziyaret edeceğini söyleyerek, 24 saatliğine Moskova’ya gideceğim demiş.
Arkadaşları “Moskova’da bunlar 24 saatte yapamazsın” diye iddia etmişler. Kürk, hayvar neyse de Lenin’ in mumyasının yanına girmek, imkansız! Çok sıra var.
Milyoner Moskova’da kürk satılan devlet mağazasına gitmiş, tezgâhtara “İki tane astragan kürk alacağım, biri benim diğeri de senin karın için” demiş ve hemen almış kürkü.
Milyoner havyar satan devlet mağazasındaki tezgâhtara da “Dört kilo havyar alacağım, iki kilosu sana, iki kilosu bana” demiş ve hemen almış iki kilo havyarı.
Lenin’in mumyasını ziyaret etmek isteyenlerin oluşturduğu uzun kuyruğun en önüne girmek isteyince bir Sovyet subayı gelmiş yanına ve “Kuyruğa gir ve iki gün sıran gelsin diye bekle” diye uyarmış milyoneri.
Amerikalı milyoner pasaportunun içine 1000 dolar koymuş ve Sovyet subayına uzatıp “Ama ben turistim” demiş.
Sovyet subayı pasaporttaki dolarları alıp cebine yerleştirdikten sonra sormuş ona:
– Lenin’i burada mı görmek istersiniz, yoksa otelinize mi getirelim?
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir başka yazıda buluşmak üzere…
YOUTUBE : pustodunya
INSTAGRAM : pustoodunya
Einstein’ ın beyninin başına gelenleri Einstein ‘ın evinde
Moskova’da görülecek yerler/ Bolşoy tiyatrosu
Rusya , Bir Delinin Hatıra defteri
Günün özeti : Lenin’ e saygı duruşu yapıldı.
Günün sözü : Hayattaki tek gerçek ölüm
Sayılarla gün : Moskova soğuğunda 14 km – 18890 adım yüründü
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.