Malezya daha ne kadar şaşırtacak bizi derken , rehber yeğenlerimiz ilk günden beri cennet ada Langkawi ye gitmeliyiz deyip gaza getirdiler , Yorucu Singapur gezisi ,havalimanı konfordan sonra yine Air asia ile önce Peniang adasına indik sonra da Langhawi adasına .( Bu 5.günümüz, 4. uçağa binişimiz. ) Uçaktan şaşkın şaşkın izlediğimiz masmavi suların içindeki yüzlerce adacıktan birine ayak bastık . Penang tan sonra uçakta bizden başkası olmadığı için özel uçaktaymış gibi seyahat ettik.Bir neşe bir sevinç elimizde çantalar çıktık kapıdan.Teyze kızı ” e bizz Singapur dan geldik pasaportlara giriş vurdurmayacak mıyız ? ” demesiyle bir irkildik koşarak geri döndük. Bizden başkası olmayınca memurda çıkmış gitmiş. Neyse sorduk soruşturduk geri geldi bir kutucuktan mührü çıkardı vurdu .Welcome to Malaysia dedi biz de rahatlamış olduk.
Seyahatlerde resmi işler çok önemli sonra başınıza kötü bir şey gelmesin istiyorsanız gittiğiniz ülkelerin prosedürlerini iyice araştırmalısınız .Çok önemli çok ! Alan çıkışı kapının önünde elinde broşürlü yerli halk ile karşılaşmanız kaçınılmaz .Bu bir havalimanı klasiğidir .İşe yarar şeyler de çıkmıyor değil hani … Taksi ye atlayıp muhteşem yeşillikler , masmavi deniz yanızmızda merkezi bir yere geldik . Hava nasıl sıcak, nasıl sıcak kelimelerle anlatması öyle zor ki . Siz bir de şu şekilde düşünün 5 gündür hiç durmadan yürüyorusunuz zaten soğuk havadan gelmişsiniz , trafik ters , yemekler değişik , kulakta birbir çeşit lisan bir güne Kuala Lumpur da ,bir gün Borneo adasında ,bir gün Singapur dasınız bu durumda kafa da beden de ister istemez sinyal yolluyor yavaşla ,yavaşlaaa diye …
İşte tam bu noktada seyahat grubunun dayanıklıları kalacak yer bulmaya gitti ben ve teyzemin kızıyla ben bir mekana çöreklendik. Ekip Langhawi yi keşfe gitti , geri döndüğünde yüzlerinde kocaman bir gülümseme ile ” o kadar güzel bir yer bulduk ki bayılacaksınız , adada gezmek bile istemeyeceksiniz ” dediler ve neredeyse öyle olacak kadar güzeldi .Biz çok memnun kaldık sizde günün birinde giderseniz diye adını vereyimde bir işe yarasın :) -Sungroup- oda şahaneydi , zaten yağmur ormanlarında yürür gibi bir yoldan odanıza gidiyorsunuz . Bir yanda küçük havuzcuklar içinde rengarenk balıklar , nilüferler , bizim saksıda yetiştirmeye çalıştığımız kılıç çiçekleri mesela benden büyük hoşş ben de 1.5 metreyim ya neyse bu konumuz değil :)) dekorasyona ise bittik eridik onu da geçtim tesis okyanus kıyısında daha ne ister insan .
Hemen suya atladık koştuk zıpladık yorulduk , şezlongların hepsine sırayla yattık filan bildiğiniz çıldırmış vaziyette hareketler işte ! Ama başka türlüsü mümkün değil zaten kumsalda bizden başkası da yok sahi herkes nerelerde ??? Adanın o kadar güzel yeri var ki demek kimse otelin sahiline rağbet etmiyor dedik şaşırarak ama ertesi gün ve ertesi gün bizde bir daha sahili görmedik bile … ( Adada gezilecek yerler yazının sonunda madde madde verilecek sevgili okuyucu meraklanma , zaten gezginsen ve Langhawi hakkında yazı ararken karşına çıktıysam okursun )
Deniz kum güneş herşey güzel de açıktık akşam olmak üzere haydi yemeğe dediğimizde abartısız çok rahat yemek çeşidi bulunabilen bir adadasınız hiç meraklanmayın her tür ülke mutfağı olduğu gibi engin bir deniz mahsulü olduğunu söylememe gerek yok adadayız netice de . Biz de tercihimizi balıktan yana kullandık ve tıka basa yemek ne demek anladığımız bir yemek oldu .
Balıkçıdayken çekirdek gördük aman ne güzel çıtlatsak ya deyip aldık .Aldık almasına ama biizmkiler gibi tuzla değil şekerle javrulmuşlar . İğrençti, siz almayın diye yazdım. Sabah kahvaltısını Singapurda öğlen yemeğini uçakta akşam yemeğini Langhawi de yedik. Denize girip hopla zıpla yorulduk ammaaa velakinnn hiçbir şey kadınların alışveriş tutkusunun önüne geçemez bu böyle biline a dostlar ! Bir de elinizi attığınız her şey orjinal ve ucuzsa nasıl karşı koyabilirsiniz ki değil mi ama ? Dönüşte valiz ağırlığını bir ana bile aklımıza getirmeden pareolar , çantalar , süs eşyaları hindistan cevizinden kaşığa kadar türlü türlü şeylerle elimizde gitgide çoğalan poşetlerle otele döndük …Odaya gitmeden sahile bir bakalım dedik
Şaşkınlııktan küçük dilimizi yutacaktık .neden diye merak ediyorsanız söyleyeyim ; hep okuduk öğrendik ya hani gel-git olayı işte tam karşımızdaydı .Deniz yükselmiş gündüz denize girdiğimiz kumsal gitmiş su yemek masalarının olduğu restourantın önüne kadar gelmişti.İnsanı bir korku sarmıyor değil ya daha da yükselirse diye ama demek hesabı yapılmış . Neyse ki kızlar yüreğimize su serpti yarın sabah yine kumsala döneşecek daha fazla gelmez merak etmeyin dediler . Biz yine de tedirgin odamıza dönelim bari dedik .
Fakat bahçeden odanın içine otoyol şeritleri gibi karınca sürüsü yol almakta .Karıncalar bizdeki gibi küçücük değil , büyüteçle bakıyormuşcasına yoksa bana mı öyle geldi bilemiyorum ki … Durun bi sakin olun diyen benim zeyna gibi ablamla Meryem olaya müdehale etti kapıyı açtı ama karıncalar umursamıyor işlerine bakıyorlar biz oda dışında kol kola olan biteni izliyoruz .Meğer karınca sürüsünün çok geçerli bir sebebi varmış. Tropik bir adada içinde yiyecek dolu bir çanta yerde bırakılmazmış . Anlamış olduk .Bizim öncü ekip bir şekilde karıncaları en aza indirgedi .Gayet yorgun , kızgınlar biz hiç yardım etmediğimiz gibi kriz geldi gülüyoruz onlar çalışıyor , tabii kızgın olurlar . Ablam bana ” bu senin çantan kesin ” dedi yooo dedim içten içe sevinçliyim benim değil diye .. Meryem kardeşine ” Fatıma senin çantan değil mi bu ? ” dedi başka da seçenek yok ki zaten ya onun ya benim olacaktı . ” Hı hı , benim ama nerden bilebilirim ki hem çok bir şey yoktu sadece birkaç yarım çikolata , şeker olabilir , biscuvileri açmamıştım bile ” derken meğer bizim kızın çanta bakkal Ömer amcanın yeri gibiymiş. dev karınca kolonisi çok haklıymış dedik .
Geceliklerimizi giyip yatalım neyse ki asayiş berkemal dedik amaaaa ; duvarda ay ne bileyim bukalemun gibi de değil , iguana gibi , bana o an timsah yavrusu gibi gözüken kertenkeleler dolanıyor . Allahım diye çığlıkları basan yine ben ve Fatıma oldu tahmin edersiniz. Yine Zeynalar iş başında kovalamaya başladılar ama hayvanlar ne yapsın , nereye gitsin … Çare kısa sürede çözüldü yataklar birleşsin sıralanıp yanyana yatalım korkanlar ortada , korkusuzlar duvar yanlarında yatsın dedik.Fatıma ise cezalı yer yatağında yatıyor . Biraz gülüşme biraz fırça yeme arası bir şeyler , sızmışız resmen timsah gelse duymayacak şekilde hem de …
Sabah mükellef bir kahvaltı , yine gülüşmeler sohbet muhabbet yapılacaklar görülecekler planları derken dibimizde enfes manzarayı kuş seslerini bırakıp düştük yollara . Langhawi balayı adası olarak bilinse de aslında kültürel gezi yapılacak , el sanatları incelenecek , macera aktiviteleri yapılabilecek , fillerle safari , daha önce hiç görmediğiniz deniz canlılarına dokunabileceğiniz köpekbalıklarıyla yüzebileceğiniz dev tesisler , dalış yapılabilecek mercan yatakları , kartalları besleyebileceğiniz etkinlikler , yağmur ormanlarında gezi , harika masajla tanışma fırsatı , alışveriş merkezleri ( dünyanın en ucuz freeshop u burada ) daha neler neler …
Biz bu günümüzü Dayan Bunting Pulau ‘ ya yani hamile kadın adasına gitmeye ve dönüşte kartalları besleyeceğimiz koya , ardından neredeyse sadece bize ait kumsal vaad eden adacığı kapsayan tura katıldık. ( sadece 35 ringit ) .Atladık taksiye , bu arada ulaşım tüm Malezya da olduğu gibi adada da ucuz .
Acaip hızlı giden bir motorla , ordan burdan döne döne diğer motorlarla yarışarak adaya vardık . İskelenin şirinliğinden ne kadar güzel bir yere geldiğimiz az çok anlaşılıyor olsa gerek …
ada ismini uzaktan görünüşünün sırtüstü yatan hamile bir bayana benzemesinden alıyor . Adanın içinde bir tatlı su gölü var ve inanışa göre giren hamile kalıyor . Fakat bize ilginç gelen iskeleye adım atar atmaz etrafımızı maymunların sarmasıydı . Ayy ne güzel diyenlere cevabım ; hiç de güzel değiller arsız , saldırgan , çok hızlı hareket eden ve toplu hareket eden hayvanlar . O sevimli maymunlar filmlerde ya da cinsleri başka diyeyim de bir yanlışa girmemiş olayım . Neyse bizi uyarmışlardı foto mk.larınızı , cihazlarınızı sıkı tutun sakın elinizde yiyecek bulundurmayın diye iyi ki de uyarmışlar. Çünkü hayvanlar içgüdüsel olarak yiyeceğe yöneliyor ve almak için resmen üstünüze atılyor .
Kimse üstüne bir maymun sürüsünün atlamasını istemeyeceğine göre biz sessizce aralarından geçtik gittik. Önce tırmandık sonra merdiven indik ve olağanüstü bir yeşillik içinde durgun göle manzarasına kavuştuk .Biraz serinledikten sonra yine motora döndük ama maymunlar tekrar iş başındaydı .Aralarında bir de kavga gürültü ne olduysa artık zar zor aralarından geçtik. Bir de koşmayın birşey var sanıp onlarda koşar dediler .Sizin anlayacağınız iki ucu tozlu değnek :)
herşey basit olunca ne kadar güzel |
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.