Kimler gelmiş kimler geçmiş tabiri tam Ukrayna Lviv için söylenmiş gibi… Tarihinde Polonyalılardan sonra Osmanlı gelmiş yerleşmiş. Ne hikmetse İsveç kralı gelip Osmanlıdan kurtarmış. (1702) Ama hemen akabinde Avusturya’nın meşhur hanedanı Habsburglar çöreklenmiş. 1.dünya savaşı biter bitmez haydi yine Lehler yani Polonyalılar devreye girmiş. 2.dünya savaşında ise coğrafyasının gereği Nazilere karşı Stalin’nin tankları şehirden geçmiş. Geçerken tabii ki büyük tahribatlar olmuş ve bu sıralarda başlayan SSCB hakimiyeti 1991 de Demirperde yıkılmasıyla bu kez Ukrayna’ nın küçük şehri Lviv haline gelmiş. Bu yüzden şehirde her köşede satılan hediyelik eşyalardan tutun, eski kartpostallara, tabelalara kadar her yerde şehrin birkaç dilde adı yazılıdır. Lviv ya da İlbay, Ukraynaca- Львів, Almanca-Lemberg, Lehçe- Lwów, Rusça- Львов !
Egemenliğine girdiği bütün milletlerden bir şeyler alarak şu anki sevimli haline bürünmüş. Avusturya-Macaristan imparatorluğundan binaları, Polonya’ dan parklar, Rusya’ dan disiplin ile yetişmiş insanların… Şimdilerde ise Ukrayna’ nın iyi yetişmiş milliyetçi insanların şehri olmuş Lviv!
Bu değerli bilgileri edindikten sonra Lviv’ de nerelere gidilir, ne yenir ne içilir, ulaşım nasıldır yazı serimi okuyabilirsiniz, buyrunuz başlıyoruz ..
Havalimanından merkeze ulaşım ise farklı şekillerde mümkün. En ucuzundan başlayayım en iyisi.
9 numaralı trolleybus havaalanından merkeze gidiyor. Fakat biz havalimanından çıkışta durağın yerini göremedik. O yüzden deneyimim yok fakat öğrendiğim kadarıyla zaten tam merkeze kadar gitmişyormuş. Ivan Franka Üniversitesi durağından yürümeniz gerekmekteymiş. Bilet ücreti 3 Uah troleybüs her gün 06.30-22.00 saatleri arasında çalışıyor ve yol 10-15 dakika sürüyor.
Matruşka denilen 48 numaralı otobüsün ilk durağı havaalanı içerisindeki “Novyi Terminal”. Durak havaalanı binasının çıkışında bulunuyor. Son durağa kadar gitmeden Rynok Meydanı durağında inmeniz gerekiyor.Otobüs durakları ismini muhtemelen okuyamayacaksınız ama birilerine sorunca yardımcı olacaklardır. Otobüs 15-20 dakikada merkeze ulaşıyor ve bilet ücreti 5 Uah. Sabah 06.00-21.30 arasında çalıştığını belirtmek isterim.
Araç kiralamanın mümkün olduğu şehirde bana sorarsanız en rahat şehir merkezine gidiş yöntemi taksi tutmak. Hele hele birkaç kişi iseniz zaten ucuza gelecektir.
Taksi ile Lviv Havaalanı’ndan şehir merkezine gitmek için çıkıştaki taksi sırasına gitmelisiniz. Binmeden önce fiyatı konuşursanız daha iyi olacaktır. Size 150 – 200 UAH gibi fiyatlar söylerlerse 100 den fazla vermeyiz deyin. Bence kabul ederler, notlarıma göre biz o fiyata gitmişiz.
Bir diğer seçenekte kalacağınız yerin sizi gelmip almasını istemek. Elbette önceden fiyatı otelinizle konuşup netleştirmelisiniz.
Lviv’de kalacak yerler
Çok fazla alternatifi olan bir şehir burası hiç çekinceniz olmasın. Konfordan vazgeçemem diyenler için lüks hoteller, ev ortamını sevenler için dayalı döşeli şık evler bulunabilir. Benim gibi sırtçantalı ve bireysel gezen özellikle ucuz olsun neresi olsun diyenler için ise Hosteler mecvut. Benim kaldığım hostel ismi ise Post House Hostel idi. Web sayfasını şuraya bırakıyorum. İnceleyip dilerseniz web sitem üzerinde göreceğiniz booking.com uygulamasını kullanarak hemen reezervasyon yapabilirsiniz. Hatta bahsettiğim diğer ev, hotel seçeneklerini de inceleyip kıyaslama yapabilirsiniz.
Lviv gezilecek yerler listesi
Şehrin kalbi olan bu meydananereye giderseniz gidin dönüp dolaşıp çıkacaksınız. Her yer onun etrafında yer alıyor. Gece eğlencesi, müzeler, yeniyıl kutlamaları gibi. Tam meydanın ortsındaki Belediye binası ve hoponhopoff araçları, tursitlere yardımcı olmaya çalışan gençleri gördüğünüzde tamam işte meydana geldiniz demektir.
Hem Polonya hem de Ukrayna tarihi için önemli olaylara şahit olmuş bir meydan burası. Capcanlı atmosfer, hiç bozulmamış Rönesans stili mimarisi ile yeme içme molaları için ideal mekanlar bu meydandadır.
Şehir küçük dedik ama görülecek fazla detay var. Biz de alışılagelmiş gezgin kimliğiyle hemen kahvaltı sonrası hostelden çıkıyoruz Geçen yıl Moskova’da Bolşoy da bir gösteri izleyememenin acısıyla ilk işimiz “opera biletleri halletmek olsun”dedik. Kocaman görkemi bina Avusturya’lı mimar tarafından 3 yılda yapılmış 1900′ de açılmış. Görkemli bina neler görmüş geçirmiş kimbilir diye düşünerek etrafında bir dolandık. Bilet satışları 11.00 de açılan ana gişede yapılıyor.
Sıranın başındayız zaten kimse yok derken bi baktık arkamızda kuyruk olmuş. Gişeye gelince ise görevli bayanla başlayan mücadele görmeye değerdi doğrusu. Tek kelime İngilizce konuşmayan görevliden nihayet Carmen opera biletlerimizi aldık. Artık rahat rahat şehri gezebiliriz.
Listemizdeki yerlerin tamamı Rynok meydanında olduğundan opera binasını arkamıza alınca soldaki tüm sokaklar oraya çıkıyor.
Açıkçası neden bu kadar güzel bir yapı bomboş bırakılmış, değerlendirilmemiş diyerek içinde gezdik durduk. Görülmesi şart değil ama mimariden hoşlananlar için ideal bir mekan gerçekten de…
Binanın içi de dışı da çok güzeldi. Binanın geçmişte bilim adamlarının toplantılar yaptığı bir yer olması dışında fazla detay öğrenemesekte sevdik.
Binanın bize göre en enteresan yeri ahşap merdivenlerinden sonra içiçe giren odaların kapılarının çift taraflı ayna oluşuydu. İngilizce konuşamayan amcamızın söyleyebildiği tek şey tahmin edersiniz ” NO PHOTO” idi. Bunları da gizli çektik.
Rynok meydanının bir köşesinde olan müze halen eczane görevi de yapıyor. 1735 yılından beri aynı yerde. Fakat Lviv’in en suratsız kadınları işletiyor. Giriş ücreti 15 Uah olduğu Avrupa’nın ve Ukrayna’ nın en eski eczanelerinden birini gezebilirsiniz. İlk penisilin şişesini, eski şırıngaları, ölçüm aletleri gibi şeyleri görebilirsiniz.
Şu sıralarda tarih müzesi olarak da kullanılan binaya giriş 2 Uah ve bir çırpıda geziliyor. Eski fincanlar, mobilyalar, eski dolaplar derken yine hiçbir görevlinin olmadığı müzeyi sevdik. İçeride dile kolay 300.000 parça eşya var ve başlarında bir görevli bile yoktu. Bu ne rahatlık arkadaş. Müzenin en güzel yeri Italian courtyard diye bilinen avlusuydu. 1 ile 10 arasında not verecek olursak 3 zar zor ama siz girin gezin, belli mi olur belki size hitap edecektir.
Ana meydan olan Rynok Meydanının tam ortasında olan bu bina malumunuz şehrinde tam ortasında olduğundan yukarıdan manzara müthiş. Eee bir İstanbul manzarası beklemiyoruz tamam ama Lviv’ i de yukarıdan görmek çok güzel. Merdiven dışında asansör gibi bir alternatifiniz yok o yüzden tıpış tıpış çıkacaksınız. Ne var canım çıkarız desenizde 350 basamak insanı zorluyor. Ama inanın çıktığınıza değecek! Yükseldikçe zorlaşan basamaklar bir noktada pencere molası veriyor, saatin mekanizmasını da inceleyebilirsiniz. Aramızda kalsın bu bölümde duvara ismimizi yazdık. Evet duvarlara yazı yazmak ayıp ama yazdık işte! Tepeye çıktığınızda 65 metre yükseklikteki Ratuşka kulesinden bütün şehir görülüyor. 1357 yılında ilk yapıldığında ahşap olan bina 1835 de bu şeklini almış. Viyana klasik mimarisi yapıya giriş 20 Uah.
Biz gezmedik ama şehrin merkezinde bira müzesinden tutunda 16 yy. savaş ekipmanlarının sergilendiği Arsenal müzesine kadar geniş bir müze yelpazesi var …
Ayrıca şehir birbirinden enteresan heykellerle bezenmiş mimariye sahip kiliselerle dolu. Ermeni kilisesi, Ortodoks kiliseleri, sinagoglar görülmeye değer doğrusu.
Pazar günü sabah erken ayin için kiliseye koşan Ukraynalıların peşinden biz de girdik. Bizi şaşkınlığa uğratan çok fazla insanın olmasının yanısıra yere diz çöküp, zemini öpercesine kafalarını secde hareketi yapmalarıydı. Seyahatlerin en güzel tarafı da bu bilmediğin bir şeyler öğreniyorsun.
Potocki sarayı var ki Lviv in en önemli binalarından biri burası. Günümüzde Ukrayna Cumhurbaşkanlığının hizmetinde olsa da çeşitli sergiler de düzenleniyor. Giriş ise 30 Uah
Şehirde en dikkat çekici yerlerden biri tren istasyonu diyenler olmuştu. Biz de böyle bir şeyi okuyupta kayıtsız kalmayalım dedik. Haydarpaşa gibi bir tren garı olan bir şehirden gelince sıradan denilebilir. Ama meraklısı bir tramvaya atlayıp gider görür yine Rynok meydanına döner gelir… Çoğu turist zaten Kiev Lviv arasını tren ile yaptığından uğruyor. Eski Sovyet tarzı bina zamanda geri gitmişsiniz hissi verecektir.
Lviv hakkında illa gidin denilebilecek yerlerden biri mezarlıkmış dediler. Gidelim de eksik kalmasın dedik. Ama iyi ki de gitmişiz. Şehrin turistik merkezinin dışında oluşu yerel halkla birlikte yolculuk yapma imkanı veriyor. 7 numaralı tramvay ile gidiliyor. Örneklerine az rastlanan heykellerin olduğu 42 dönüm arazideki mezarlıkhem müze hem botanik bahçesi adeta. Arzu edenler rehber eşliğinde küçük golf arabasına benzeyen bir araçla gezebilir. Önemli kişiler, köklü ailelerin yanısıra sıradan Lvivlilerin de bulunduğu mezarların her biri birbirinden ilginçti. Giriş 25 Uah
Bizim gibi İstanbul’dan gidenler için cenneten bir köşe burası. Eski Ukrayna hayatının yaşamının temsili yaşatıldığı” Shevcenko Folk art open museum ” favori gezilecek yerlerden. Geniş bir alanda yaşlı kadın ve adamların yerel kıyafetler içinde yaşantılarını gösterdiği bir müze gayet başarılıydı . Ortamı harika kılan müze çalışanlarının içtenliğiydi. Giriş ise 30 Uah
Şehri tepeden görmek isteyenler High Castle denilen bölgeye gitmeliler. Buraya çıkış zor eğer hava güzel ise harika olur, sizi yanıltmak istemem. Çünkü biz kış ortasında gitmiştik. Biz gittiğimizde ışık pek uygun olmadığından fotoğraf çekmeyi denemedik bile.
Diğer Lviv yazılarımda yeme içme ve gece hayatı hakkında bilgileri bulabilirsiniz. İyi gezmeler dilerim.
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.