Yazar Viktor Hugo’nun evinde geçirilen birkaç saat ziyaretçilerini bambaşka dünyalara alıp götürüyor. Paris’in sanatın başkenti ünvanını almasının bir kanıtı da dünya edebiyatına kattıkları kuşkusuz.
Victor Hugo’nun evi Paris’te görülecekler listesinin ilk sıralarında değil ama o kadar çok turist ziyaret ediyor ki şaşarsınız! Darısı yurdumuzdaki güzide sanatçıların başına diyorum ve yazıma başlıyorum.
Ben Paris’e birkaç kez gittim ve ikinci gidişimde soluğu büyük yazar Victor Hugo’nun evinde aldım. Oldum olası ister yazar ister besteci, isterse bilim insanı olsun hayranı olduğum kişilerin yaşadığı evleri görmek istemişimdir. Büyük yazar Hugo’da bunların başında geliyordu. Yazar Victor Hugo’nun yaşamının az bilinenlerini yazdığım bir yazıma da buradan ulaşabilirsiniz. Onun hakkında ilk kez duyacaklarınızdan oluşuyor, aklınızda olsun.
Eve girer girmez merdivenler ve duvardaki yazarın oyunlarının afişleri sizi karşılıyor. Vitraylı camlar, vazolar enfes.
İlk girişte kocaman kırmızı bir salona giriliyor . Duvarlarda tablolar ve fotoğraflar var. Diğer salonlarda da aynı şekilde resimler, seramikler, dönem mobilyaları ile dekore edilmiş. Salonun pencerelerinden meydan manzarası çok güzeldi.
Bu salonun başka bir özelliği de yazarın yazı masası burada! Ne kadar heyecan verici değil mi ? Ama duvar kağıtlarını başarısız buldum. Yazarın zamanında bence böyle değildi. Çok gözü yormuyor mu sizce de:)
Victor Hugo’nun Evi’nin en ilginç odalarından biri Çin porselenleri ile dekore edilmiş. Bu salon Victor Hugo’nun Evi’nin en ilginç bölümü galiba. Gerçi bana biraz boğucu geldi. Asıl enfes olan camından dışarı bakınca görülen Palace des Vosges parkının dinginliğiydi. Düşünsenize Victor Hugo’da bu camdan izledi baharı, kışı, güz yapraklarını ve gelip geçenleri …
Çin salonundan sonra sırasıyla önce yemek odasına sonra iki küçük odaya ve son olarak da Victor Hugo’nun yatak odasına ulaşılıyor. Victor Hugo burda ölmemiş ama öldüğü yatak burada. Çünkü burası müze olarak düzenlendiği zaman, torunları Victor Hugo’nun yatak odası eşyalarını müzeye bağışlamışlar…
Victor Hugo’nun müze evine gitmek için Place Des Vosges meydanına Bastille ya da Saint Paul yönünden gidebilirsiniz. Ben 1 numaralı metro hattını kullanıp, Saint Paul istasyonunda inmişim. Sora sora Vosges Meydanı’na ulaşmışım. ( Aldığım notlar böyle fakat yazı sonunda müze adresinden daha detaylı ulaşım bilgisi bulacaksınız. )
Vosges meydanı Paris’in en önemli meydanlarından biri aynı zamanda. Görkemli galarilerden ilerleyince ” Victor Hugo’nun Evi ” tabelasını kapı girişinde göreceksiniz. Zaten muhakkak girip çıkanlar olacaktır.
Victor Hugo’nun Evi’ne giriş ücretsiz, dönemsel sergileri gezmek isterseniz ek ücret ödemeniz gerekli.. Girişte kaç kişi ziyaret etti diye istatistik tuttukları için bilet veriliyor.
1903 ten beri açık olan müze ücretsiz ve sadece pazartesileri kapalı aklınızda olsun.
Maison de Victor Hugo’nun Evi’ni tanıtan resmi web sayfasına buradan ulaşabilirsiniz. Burada detaylı ulaşım bilgisi ve geçici sergi bilgileri de var. http://www.maisonsvictorhugo.paris.fr/
Müze gezisinden sonra belki Notre Dame Katedrali ve Victor Hugo’nun gömülü olduğu Partheon’u ziyaret edersiniz.
Ben müzeden çıkar çıkmaz parkta oturdum ve dışardan binaya şöyle bir baktım. – Vay be! Adam amma güzel yerde yaşamış. Eee koca yazar tuzu kuruymuş dedim. Peki acaba yazar bu evde mutlu mesut muydu? Bunu düşünüp araştırmalara başladım. Meğer hiç de öyle kolay bir hayatı olmamış.
Victor Hugo’nun bilinmeyenlerini anlattığım yazımı okumak isterseniz link aşağıda. Bence kaçırmayın ne dedikodular ne gariplikler dolu bir hayat bilseniz.
https://www.pustoodunya.com/victor-hugo-hakkinda-bilinmeyenler/
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
Herkese keyifli okumalar ve sevgiler…
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.