Fas’a hayallerinizin süslüyorsa, gitmek için nasıl bir yol izlesem diye araştırıyorsanız tam yerindesiniz. Size bu anlamda yardımı dokunacak bir Fas gezi rehberi ve Fas hakkında bilinmesi gerekenler başlığı altında bir yazı hazırlamak istedim. Fas’a nasıl gidilir, Fas’ta ne yenir, Fas’tan ne alınır, güvenli mi gibi bir sürü sorunun cevabını bulacaksınız. Aklınıza takılanlar olursa da yorumlara yazın hemen cevap yazarım. Keyifli okumalar!
Türkiye vatandaşlarından vize istemeyen ülkelerden biri Fas, Avrupa’nın yanı başında olmasına rağmen, dünyanın en egzotik ülkelerinden biridir. Görkemli mimarisi ile, duvarlarla çevrelenmiş çok eski şehirleri ile, şehirlerin içinde labirent sokaklarla, içiçe geçmiş evler ve çarşılarla insanları kendini sevdirir. Karla kaplı Atlas dağlarından çöllere, okyanusunun dev dalgalarına kadar her şeyiyle sizi büyüleyecek bir ülke. Özellikle zamanın durduğu Berberi köylerinden Avrupai yaşam tarzına geçişler inanılmazdır.
Resmi dili Arapça olsa da ülkede Berberice de konuşulur. Fransızcanın yanısıra İspanyolca ‘da bilinen yaygın konuşulan yabancı dillerdendir.
Fas’ın para birimi Dirhemdir. Yanınızda Euro – Usd götürmeniz farketmeyecektir. Hepsini bozarlar, elinizi sallasanız bir döviz bürosuna rastlarsınız. Çok merkezi yerlerde geç saatlere kadar açıklar. Ben gittiğimde 1 euro = 10.9 dh.idi. 10 dh 6 tl yapıyor diye kafanıza yerleştirirseniz rahat edersiniz. Sizin gideceğiniz tarihte ne olur bilemem aman dikkat!
Türkiye’den 2 saat geride olan Fas’a gitmeden önce aşı olmanıza gerek yoktur. Yanınıza sürekli kullandığınız ilaç varsa alın ama çok eczane ve aktar olduğundan sıkıntı yaşamazsınız.
İnternet işini ben havalimanında INWI den 10 gb internet paketi olan hat aldım. Çölde bile çekti. Fiyatı da 100 dh. idi yukarıda hesabı anlatmıştım yani ne yapıyor, 60 Tl . Çok gibi görünse de değiyor, dünyanın bin türlü hali var neticede.
Fas’ a nasıl gidilir sorusunun cevabı tabii ki uçak. Türkiye’den direkt giden THY, Pegasus ve farklı havayollarının( mesela AirArabia )seferleri olduğu gibi aktarmalı gidebileceğiniz birçok alternatif var.
Ben AirFrance ile Paris aktarmalı gittim. Paris’te gidişte 5.5 saat, dönüşte ise 3.5 saat bekleme sürelerini göze aldım. Çünkü benim hem vaktim vardı, hem de fiyat diğerlerine göre ucuzdu.( 1400 tl gidiş dönüş ) Bu arada eğer benim gibi Paris aktarmalı gidecekseniz vizeyi dert etmeyin. Fransa aktarmalı uçuşlarda 24 saate kadar Şengen vize olmadan da (alandan çıkmadan tabii ki) ülkeye girişe izin veriyor. İçinize su serpilsin ama siz yine de uçacağınız zaman teyit alınız. Zaman zaman ülkeler arasında istemediğimiz gelişmeler olabiliyor.
Fas kuzeybatısında olsa da Afrika kıtasında olduğu için acaba Fas’a ne zaman gidilir diye soruluyor. Kıyı şeridinde sıcaklık kışları ılıman. Fes, Meknes ve Marakeş gibi orta Fas’ta bulunan şehirler ise kışlar biraz daha soğuk, yazlar kurak ve sıcak geçiyormuş. Dağlık kısımlarda ve çölde ise gündüz ile gece arasında derece farkları dikkate alınmalıdır, diye belirtmeme gerek yok sanırım.
Ben Mart ayında gittim gündüzleri sıcaklık 20 lerde olunca acaba yaz aylarında durum nedir, diye aklımdan geçirmedim değil. Kısaca belki sadece Temmuz-Ağustos bunaltıcı olabilir. Onun dışında her ay gidilebilir.
Turistlerin yoğun bir şekilde gezdiği yerlerde dünyanın neresi olursa olsun farketmez çantanıza, telefonunuza, eşyalarınıza dikkat etmelisiniz.
Kadınlar rahat gezebiliyor mu, derseniz de ben evet derim. Benim karşılaştığım Faslılar kibar ve yardımsever insanlardı. Ama lütfen Fas ‘ın müslüman bir ülke olduğunu dikkate alınarak giyiminize özen gösterin. Sıcak dahi olsa kıyafetlerinizin biraz üsturuplu olmasına dikkat ediniz. Hoş her tarafı kapalı kadınlara sözlü laf atmalar olmaz mı elbette olur. Ne yapalım yeri gelir cevabı yapıştırır, yeri gelir duymamazlıktan geliriz. Netice de bu Fas’ın değil dünyanın sorunu !
Sokaklar karışık gelebilir ve bu şaşkınlığınızı yüzünüzden okuyunca size yol göstereyim, derler, peşlerinden gitmeyin. Çünkü illa ki sonunda para isterler. Ama içinizden gelirse de size yardım etmesini isteyip bir 10-15 dh verirsiniz olur biter.
Soru sorduğunuz herhangi biri , fotoğrafını çektiğinizi farkeden amcalar bile para isteyebilir, dikkat edin. Olmadı çekmeyiverin çünkü inanın bir zaman sonra o diyaloglara girmek çok sıkıcı gelecektir. Özellikle Marakeş meydanında yılan oynatıcıları, maymunla dolaşanları kesinlikle uzaktan fotoğraflayın ya da paranıza kıyın, tercih sizin. Bir de kadınlar özellikle fotoğraflarının çekilmesine inançları gereği tepki gösteriyorlar, haklılar. İlla her kadını görünce aman ne güzel bir kompozisyon, deyip yüzlerine kamerayı sokmayın.
Dillerini anlamasakta Türkçemizde çok Arapça kelime kullandığımız için arada yakaladıklarımız oluyor. Onların dilinde en azından teşekkür etmeyi ( sukran ) , günaydın ( sabah hayr ) demeyi esirgemeyin. Şu nasıl denir, bunun adı Arapça nasıldır diye sorun. Telefuz edemediğinizde onlara sevimli geleceksiniz ve ortam yumuşayacak. Turistlerden –Ben var çultanameet gitmek cümlesini duyunca bizim nasıl hoşlandığımızı hatırlayın.
Bir de size sihirli cümleyi söylüyorum; ülkeniz şahane, harika insanlarsınız! Biz sizinle kardeş iki ülkeyiz, diye de devam edin. Bingo!!! indirimi kaptınız nane çayını rahat rahat içebilirsiniz.
Bütün bunlara dikkat ederseniz rahat edersiniz diye de bir şey var mı peki? Elbette yok ama istemediğiniz bir şeyi zorla satacak da değiller. O yüzden kibarca reddedersiniz olur biter. Esnaf kısmının işi bu, satmak!
Onların bize karşı olan tavırları ne olursa olsun unutmayın yabancı bir ülkede gezerken siz de Türkiye’yi temsil eder pozisyondasınız. O yüzden hal ve hareketlerimiz, konuşmalarımız ve insanlara yaklaşımlarımız çok önemli.
Fas’ta mutlaka görmeniz gereken yerler listesi biraz uzun. Şehirler arası mesafeleri de dikkate alınca Fas için geniş bir zaman gerekiyor. Ancak vaktim dar ama Fas’a gitmek istiyorum derseniz tur ile gitme fikrine sıcak bakabilirsiniz. Benim burada paylaştıklarım kişisel deneyimlerimdir. Ben tüm Fas’ı ablamla birlikte sırtımızda çantamız, akışına bırakarak dolaştık. Hiçbir sorunla da karşılaşmadık. Sürekli lokal minibüs ve otobüslerle gezdik üstelik.
Şimdi gelelim Fas’ta illa ki gidin diyeceğim yerlere. Bunların başında Marakeş şehri geliyor. Marakeş Medine’sinde (eski kent ) zaman geçirmeli, Souk yani Suklara (çarşı) dalmalı , riad’larda ( geleneksel Fas evleri ) en az bir gece konaklamalısınız. En önemlisi dünyanın belki en renkli meydanında boş boş dolaşmalısınız.
Fes şehri de en az Marakeş kadar renkli. Fas’ın en bilinen fotoğraf karelerinden olan deri tabakhaneleri bu şehirdedir. Aslına bakarsanız diğer şehirlerde de var ama en bilineni ve büyüğü Fes şehrinde.
Essaouira ( Suveyre- Suvayr ) şehri Fas’ta benim favorilerimden biri oldu. Bunun Game Of Thrones un 5. sezonun orada çekilmesiyle hiç alakası yok. Ama dünyanın her yerinden insanları buraya biraz da bunun için gidiyorlarmış. Dizinin ilk sezon hariç diğer sezonlarını seyretmedim a mübarek ne diziymiş, bir tek bizim arka sokakta çekilmedi.
Chefchaouen yani Şafşavan ya da Şeşaven yerlilerin dediği gibi ise Şaven şehrini mutlaka duymuşsunuzdur. Nam-ı değer mavi şehir! Fas’ın en rahatlatıcı şehri, nedenini detaylı Şafşavan yazımda bulacaksınız. Bu yazının en altında linkini bulabilirsiniz.
Tanca! Ahh Tanca benim Marakeş’ten sonra en sevdiğim şehri oldu ve bence geniş bir Fas gezisinde mutlaka görülmeli.
Sahra çölü deneyimi ise ölmeden önce yapılacaklar listesinin başrolünde geliyor, en azından birçok kişi için. Ben gece yıldızları izleyeceğim için çok heyecanlıydım. Söyleyebileceğim tek şey bunu kesinlikle deneyimlemelisiniz.
Fas’ın diğer görülmesi gereken şehirleri ise Meknes, Casablanca, Tetuan, Martily, Tardudant, Agadir, Varzazat, Rabat, Asilah olarak sıralanabilir. Hepsine gitmek gerçekten çok uzun zaman ve dayanıklılık istiyor. Neyse ki Tardudant ve Agadir dışındakilerin hepsine giderek Fas’ın tüm şehirlerine gitmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Fas berberi, Orta Asya, Endülüs ve Fransız esintileri taşıyan bir mutfağa sahip. Tajin denilen yemeği yemeden dönmemelisiniz zaten dönemezsiniz illa yiyeceksiniz o tajini. Oldukça lezzetli ama uyarıyorum semt lokantasında yerseniz daha lezzetli. Adını içinde servis edilen kaptan alıyor. Sığır eti, kuzu eti veyahut tavuk etiyle yapılıyor. Çeşit çeşit salatalar, börekler, balık ızgaralar ve kuskus en çok karşınıza çıkacaklar.
Kuskus bizim kuskus değil, alakası yok. İrmiğin buharda pişirilmesi ile elde edilen kuskus üzerine değişik sebze ya da kuzu etiyle servis edilen bir yemek. Geleneksel olarak cuma günleri yapılsa da turistik noktalarda haliyle her zaman bulunur. Kuskusun bazı tariflerinin 12.yüzyıla dayandığı söyleniyor.
Salyangoz ; denemediğim ama denemediğime çok pişman olduğum aşırı popüler bir yiyecek Fas’ta. Kimyonlu suya yatırılmış salyangozcuğu kürdanla kabuğundan çekmek suretiyle afiyetle yeniyor. Aslında adı bizi tiksindiriyor gibi ama bana sorarsanız midyeden farkı yok. Keşke yeseydim… Ahh abla seni dinlemeseydim.
Geldik tatlıya diyeceğim de nasıl geniş bir yelpaze var ülkede şaşarsınız. Ayrıca ben bu kadar tatlı yiyen başka bir millet görmedim desen yalan olmaz. Aslında tatlı kültürü Lübnan ve Suriye’den geçmiş buralara diyorlar. Haklı olabilirler tatlı hususunda kesinlikle Lübnan’ı tek geçerim. Ola ki Lübnan’a yolunuz düşerse benim içinde yeyin ne olur. Fas’ta ise favorim Milfii dedikleri milföy hamuru içine kremadan ibaret tatlıyla, sokakta satılan Chbakya tatlısı oldu. Kurabiye filan seviyorsanız yaşadınız. Tanca daa içecek olarak halkın favorisi sütlü kahve!
Üstüne nane çayı içilmezse olmaz bir yemek menüsü yazdım farkındaysanız. O zaman hemen onu tanıyalım.
Nane çayı Fas’a ayak basan her canlının içtiği, içeceği bir içecektir. Gümüş, emaye ya da kalay-kurşun alaşımı çaydanlıklarda demlenir. Genellikle renkli, küçük cam bardaklarda ikram edilir. Ancak günümüzde alalade su bardaklarında ikram ediliyor. Aman dikkat eğer uyarmazsanız çok şekerli gelir. Originali yeşil çayla taze nane filizlerinin karışımına, bazen çam fıstığı ya da portakal çiçeği eklenerek hazırlananıdır. Çay, havayla temas etmesi için bardağa bayağı yukardan dökülür. Belki de sadece alışkanlıktır bilemiyorum ama turistik ikramlardan tutun küçücük köy kahvelerindeki amcalara kadar herkes yukardan döküyor. Sonra bardaktan çaydanlığa geri döküyor, sonra yine bardağa ve yine çaydanlığa… Bunun bir sayısı yok anladığım kadarıyla yaptıkça yapıyorlar gibime geldi. Ama çok net bilmiyorum bir zahmet merak eden araştırsın. Ben ancak kesinlikle çok ferahlatıcı bir içecek olduğunu söyleyebilirim.
Dipnot bilgisi; Fas’a mahsus bir çay değil, tüm Orta Doğu ve Arap dünyasında içilir, bence biz de içmeliyiz. Netice de en çok bizim sakinleşmeye ihtiyacımız var gibi:)
Fas’tan ne alınır sorusunu merak ettiğinizi biliyorum. Başlıca alınacaklar deri ürünler, seramikler, halılar, kilimler, kumaşlar, baharatlar ve şifalı bitkiler, kemik kakma materyaller, mücevherat ve elbet argan yağı. Haa sen ne aldın sorusuna cevabım şaşırtıcı gelebilir ama hiçbir şey almadım. Bu benim elbet kişisel tercihim.
Alışverişin en keyifli olduğu ülkelerden biri Fas ama sadece ilk günler için sonra pazarlıklardan, aynı şeyleri görmekten sıkılmaya başlayabilirsiniz. Benim pazarlık yapmak hoşuma gidiyor üstelik bu konuda kendime güveniyorum diyenler, hodri meydan buyrunuz. Fas’ta herhangi bir sukta şansınızı deneyiniz, diyorum, başka da bir şey demiyorum.
işin püf noktası almak istemediğinizi net bir şekilde belirtiniz. Almak istiyorsanız da onlara belli etmeyin. Diyelim ki şahane, bayıldınız o çanta sizin olmalı fakat siz burun kıvırıp pek beğenmedim, deyin. Kaça bu diye sorduğunuzda sakın tongaya düşüp – sen kaç verirsin sorusuna cevap vermeyin. Sizin nabzınızı yoklamak için bir taktik bu! Fiyatı dörtte birine çekin baktınız hakikaten adam haklı, kurtarmaz o zaman arttırın. Sonuçta söylediğinin yarısından azına illa ki alırsınız.
Bana Marakeş’te alışveriş yapılırsa daha iyi olur gibi geldi. Ama gözünüze kestirdiğiniz bir şeyi fazla sorgulamadan kesenize uyduğu yerde alın derim.
Fas giriş yazısı burada bitiyor fakat diğer yazılarım belki Fas yolculuğunuzda size rehber olacaktır.
Sevgilerimle…
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
4 Comments
Marakes’ten okuyorum yazilarinizi. Zaman zaman guldum okurken.. Fas’a ayak basan her canlinin mutlaka icecegi nane cayi ve ekliyorum yiyecegi tajin ve kuskus diyorum. :) bugun Casablanca yolcusuyuz. Okumaya devam..
Zevkle okudum,notlar da alacağım tabii ki de.
Ellerinize sağlık
Çok kapsamlı bir yazı olmuş, elinize sağlık. Asuera benim için de bonus olmuştu, özellikle balıkçıların olduğu kale içine girdiğimde bambaşka bir yüzyıla gitmiş gibi hissetmiştim. Sanırım dünyada çok az yerde tecrübe edebileceğimiz bir ülke Fas ve bu kadar gezginler arasında meşhur olmasının sebebi de bu.
Çok ederim, beğenmenzie sevindim. FAs herkeste farklı bir tat bırakan ülke gerçektende. Şehir şehir anlatmak için sabırsızlanıyorum.