Kudüs ‘te Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler malumunuz hep bir arada yaşıyorlar.
Kudüs’ e gidince Yahudiler hakkında yüzeysel şeyler bildiğimi farkettim. Bu yüzden araştırdıktan sonra öğrendiklerimi bir yazıyla paylaşmak istedim. Çünkü ilk kez Kudüs’te karşılaştığım birçok giyim tarzı, ibadet şekli vardı. Değişik terimler duyuyordum, etrafımda neler oluyordu anlayamıyordum.
Döndüğümde çok okudum ve araştırmalar yaptım. Türkiye’de nedense hiçbir Yahudi ile ibadet ve yaşam tarzlarıyla ilgili konuşmamıştım. Çünkü buna gerek duymamıştım. Herkes kendinden sorumludur, neye inandığı ya da inanmadığı beni ilgilendirmez diye düşünürüm. O yüzden ola ki bir Musevi ya da Yahudi arkadaşımız okursa; aslında bu yanlış bilgi, şu eksik kalmış derse sevinirim. Zaten hemen hemen tüm bilgileri resmi sitelerden edindiğimin de altını çizmek isterim. Özellikle Şalom gazetesi sitesinden ve Türk Yahudileri sitesinden çok faydalandım. Hatta araştırma yaparken Yahudiler arasında bölgesel farklılıkların olduğunu gördüm. Zaten kendi aralarında“ iki Yahudi’nin bulunduğu yerde en az üç fikir vardır “ esprisini yaparlarmış.
Bu sorunun cevabı ile başlayalım.
Yahudi geleneğine göre Yahudi anneden doğan her çocuk Yahudidir. Genelde bir ırkın ismidir denir, Yakup’un soyundan gelenleri ifade eder. Musevilik bir Musa ‘nın yolundan giden demektir ve bir dindir. Yahudilik, Museviliğin bir kavme, bir ırka indirgenmiş halidir . Yahudilerin neredeyse tamamı Musevi dinine mensuptur, Musevi dini mensuplarının çoğu da Yahudidir. Ancak bütün Museviler Yahudi değildir.
Bir insan Yahudi olup dindar olmayabilir. Bu kişilere laik Yahudi denir. Yahudiler; çok dindar Ortodokslardan, tutucular ve liberallere , Aşkinaz ve Seferad Yahudilerine kadar farklılıklar gösterirler.
Farkındayım devrelerde hafif yanmalar oluştu. Çok normal ben de yazarken aynı şeyi hissettim.
Taşların arasında sıkıştırılan binlerce kağıt ne oluyor, hiç merak ettiniz mi? Aşağıda o konuya da geleceğim.
Şehre vardığımızda Mescid-i Aksa’nın muhteşem ambiansını yaşadık. Sonra Hristiyan tarafını gezdik. Sıra Ağlama Duvarına ve Yahudi mahallesine gitmeye gelmişti. Fakat Ağlama duvarına Türk kimliklerimiz yüzünden alınmayacağımız söylendi. Çünkü biz başkent tartışmalarının olduğu dönemde oradaydık. Fakat Kudüs’te iseniz o duvara gitmeli oraya dokunmazlısınız.
Gerçekten de geri dönen Türkleri görünce tedirgin olduk. Ama görevlinin yanına gelince sadece gülümsedik , Kimlik bile istemeden şöyle bir çantamıza baktılar ve artık içerdeydik. Üstüne üstlük Şabat saati başlamak üzereydi. Normal şartlarda böyle sıkı bir uygulama yok fakat ortam gergin ise kimlik kontrolü yapıp müslümanlar olanları almayabiliyorlarmış. Tamamen şanslıydık diyebilirim.
Yahudiler bizim ağlama duvarı kendilerinin batı duvarı, dedikleri yerde ağlamazlar. Önce bu konuya açıklık getirelim istedim. Sadece duvara çok yakı , bazen bitişik şekilde dua ettiklerinden öyle zannedilir. Elbet ağlayanlarda var ama öyle bir şartları yok. Ağlayan da varsa ilahi ve duaların etkisinde kalmalarından olabilir. Ben ağlayanı bırakın herkesin ilahileri dans eşliğinde söylediklerini gördüğümde şok olmuştum doğrusu.
Batı duvarına el sürmek, öpmek isteyen kadınlar ve erkekler ortadan bir paravanla bölünmüş avluda ayrı ayrı dualar okuyorlar. Bu duvar eski Süleyman peygamberin mabedinden kalan tek parça deniyor. Ama en eski duvar bu değil aslına bakarsanız. Yaklaşık 485 m uzunluğunda yer seviyesinin üstünde 24 büyük taş sırasından oluşuyor. Yer altında ise 19 taş sırası varmış. Taşlardan bazılarının uzunluğu 12 mt, yüksekliği 1 mt, ağırlığı ise 100 tondan fazla.
Batı Duvarı 1967’de serbest bırakıldığından beri, duvarın altında arkeolojik kazılar devam ediyormuş. Duvarın yeraltında olan tünellerinde yürüyebilirsiniz. Duvarın tüm yeraltı katmanlarını ve hatta duvarın altındaki ana kayayı görebilirsiniz. Hatta ben bir başka yazımda bu tüneldeki çok büyük bir taş ile ilintili Baalbek antik kentinden bahsetmiştim. Meraklısı için en iyisi şuraya link bırakayım. Yazıyı okumak için burayı tıklayınız .
Bu tünelleri gezmek yalnızca bir rehberle yapılabilir. Tüneller, yaklaşık 488 metre batı duvarı boyunca uzanmakta ve tur 75 dakika kadar sürmektedir.
Geleneklere göre Ağlama Duvarı’nın taşları arasına sıkıştırılan dilek kâğıtları, Zeytin Dağı’na götürülerek gömülüyor. Yazdıkları notları Ağlama Duvarı’nın aralıklarına sıkıştırmaya 18. yüzyılda başlayan Yahudiler bu geleneği günümüzde de devam ettiriyorlar.
Sizlere bilgilendirici amaçla yazdığım bu yazı Kudüs’ e gidecekler ya da bir şekilde Yahudiler hakkında bilgi edinmek isteyenler için hazırlandı.
Ülkemizde yaşayan Yahudilerin yukarıda bahsi geçenlerden teknik olarak elbette bilgileri var. Fakat uygulanması artık günümüz şartlarında onları zorladığından ibadet ve adetlerinden kısmen uzaklaştıkları gözlemlenir.
Bütün bu bilgiler için İstanbul Neva Şalom Sinagogu ve detaylar için çokça faydalandığım siteler www.salom.com.tr , www.turkyahudileri.com a özel teşekkürlerimle…
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
Dİğer yazılarım da hoşunuza gidebilir düşüncesiyle bazılarının linklerini de aşağıya bırakıyorum, herkese keyifli okumalar ve sevgiler…
Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.
15 Comments
Oldukça detaylı, bilgilendirici bir yazı olmuş Şükrancım, emeğine sağlık. Bizim de yolda tanıştığımız İsrailli motorcu çift balık ve balık ürünleri yemiyordu ama ette veya kosher olup olmaması konusunda ayrım yapmıyorlardı. Sorduğumuzda dinle ilgisi yok demişlerdi, belki de açıklamak istemediler. Daha fazlasını biliyorsan geldiğimizde sohbet ederiz. Bilgiler için teşekkürler…
Tevrat’a göre, yalnızca pullu ve kanatlı (yüzgeçli)1 balıklar tüketilmelidir.2 Pulsuz ve kanatsız balıklar ile kabuklu deniz ürünlerinin tüketimi yasaktır. Bu yüzden farklılak oluyor. şimdi adını unuttuğum bir balığı mesela biz İstanbullular pek yemezken Yahudi arkadaşlarımız ise mevsimini beklerlermiş. Neva Şalom’da anlatılar da balık isimlerinde hiç iyi değilim. Not almamam kötü olmuş:(
Çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.
Çok güzel bir yazı olmuş.Bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkürler.
Şahane bir yazı olmuş; hem okuması çok keyifli hem de içeriği çok zengin. Ellerine sağlık
teşekkürler , beğenmenize çok sevindim Aydan hnm .
Çok detaylı ve faydalı bir yazı olmuş Şükrancım, ellerin dert görmesin
çok teşekkür ederim , faydalı bulmana sevindim .
Ben İngiltere’de bir Yahudi hanımın Yahudilerin ekseriyetle yaşadığı mahalledeki evinde kalmıştım bir süre. Az çok bildiğimi düşünürdüm ben de; nasıl giyindikleri, Cumartesi çalışmadıkları vs. Ama en çok Şabat için buldukları çözümler dikkatimi çekmişti. Cuma’dan açık bırakılan lambalar bir gün öyle açık kalırdı. Hazırladığı yemekleri sıcak tutacak bir sistemi vardı mesela. En çok da kendini sürekli kaynatan kettle dikkatimi çekmişti. Kocaman, belki 10 litrelik bir şeydi. (İngiltere olunca çay çok seviliyor ve içiliyor :)
Yazınız için ise teşekkür ederim, öz ve bilgilendirici olmuş.
teşekkür ederim beğenmenize sevindim. Açıkta bırakılan kettle olayı enteresan gerçekten de :) ilave oalrak bu yazıdan sonra daha da çok bilgi karşıma çıktı ama eklemeye üşendim . Çok daha fazlası var yani … şaşırtcı
Bilmediğimiz bir sürü bilgi için teşekkürler, eline sağlık
teşekkürler , beğenmene sevindim
Çok güzeldi . Ne güzel bilgilendiriyorsun .??
beğenmenize sevindim , amacım biraz olsun hep beraber bilgilenmek