Bugünün planında Gorki’ nin evinde bir gün geçirmek var. ….
Sonunda Gorki ‘lere de geldik. Amerikan filmilerinde nasıl derler ” Wowww ! ” tam da öyle denilecek bir bina doğrusu ! Stalin in Gorki ye hediyesiymiş bu ev. Devrim in ardından Rusya yı terkeden banker bir aileye aitmiş aslında. Evin dışı görkemli, büyük de bir bahçesi var.
Girişte şirin gülümsemesiyle bir beyfendi ne verirseniz gibi bir şeyler söyledi. Yani öyle tahmin edip orada duran kutuya 4 kişi için 100 ruble attık. Yine bize kocaman ayakkabılar verdiler. Rehber burada da Rusça anlatıyor , bilgilendirici yazılar Rusça dolayısıyla biz öylesine bakıyoruz . Evin içerisi çok güzel, hatta döneminde Moskova için modern bir mimari örneği denilebilir.
İçerideki zarif duvarlar, vitraylar, mobilyalar harikaydı. Özellikle de denizanası figürü oluşturan bir avize ile başlayan Estonya kireçtaşından yapılma perdahlı merdiven çok ilginçti. Her şey denizaltı dünyasını anımsatıyordu. Müthiş bir hayalgücü varmış yapan kişide doğrusu.
Gorki bu eve geldikten sonra pek yazmamış fakat ünü sayesinde propaganda aracı olarak kullanılmış. Zaten evin her yerindeki fotoğraflar da bunu gösteriyor. Yazarın paltosu, şapkası, bastonu, mektupları, kitaplarının ilk baskıları burada görülebiliyor. İlginç bir kişilik Maksim Gorki.
Gorki
Bu arada gorki acı anlamına gelen bir kelime ve bu onun aslında takma adıymış. Öksüz yetim büyümüş, okula sadece bir kaç ay gidebilmiş. Ama büyük bir Rusya turuna çıkmış büyükannesinin anlattığı masallara şimdi farklı hayatlar eklenmiş. Derken birikimine devrim dönemindeki cesareti eklenince bizim Ana, Çocukluğum gibi kitapları ile tanıdığımız meşhur Gorki oluvermiş. Adı caddelere, meydanlara, parklara hatta bir uçağa bile verilen kişi haline gelmiş. Gorki’ nin evinde Anton Çehov, Stalin ve diğer parti üyeleri sürekli evinde buluşurlarmış. Fakat nedense daha sonraları rejim ile ilgili yazdığı birtakım şeyler rahatsızlık vermiş olsa gerek oğlunun ölümünün ardından şüpheli bir şekilde 1936 da ölmüş. Öldürme talimatını Stalin’ in verdiği söylentileri almış başını yürümüş. Oysa ki Kremlin’ e gömülen Gorki nin cenazesini taşıyanlardan biri de Stalinin taa kendisiymiş.
Gorki’ nin adı gibi sonu da acı
Valla ben bu Rusları anlayamadım gitti. Daha bir üst salonda şurada Stalin le kahve içmişler, köşe koltuğa yayılmışlar müzik dinlemişler. Bir sürü fotoğrafları var gözümle gördüm. Fakat çıkarlar uğruna demek neler yapılıyor. Evi hediye eden, canım ciğerim dediği Stalin tarafından ölüm emri verildi deniyor. Onların yalancısıyım ama Tolstoy ‘ un nasıl öldüğü muamma, Puşkin b.k yoluna gitmiş resmen, bir de Gorki’ nin ölümü çıktı . Ruslar da demek bu entrika olayları normal. Neyse ki evde biz keyifli dakikalar geçiriyoruz ama kafamızda hep sırayla yapacaklarımız var mesela bir an önce buzkıran gemisine gitmeliyiz.
Buzkıran teknesinde
Tekne hem Gorki parktan hareket ediyor hem de Radisson blue otelinin önünden. Broşürde fiyat da sabah Alex e de sorduk sitesine baktı 450 ruble dedi. Biz de internette Türk blog yazarlarından bir arkadaşımızdan okuduğumuz üzere ( neymiş otelin önündekine binmenizi tavsiye ederim demiş ) . Gittik otelin önüne hem de çok çok çok yürüyerek. Satıştaki adam “900 ruble”dedi. Ama broşür de 450 yazıyor ? Cevap “sadece Gorki parktan kalkanlar için geçerli ” . Hımm , ee peki sizinkinin ne farkı var ? Cevap “aynı tekne, hiçbir farkı yok “. Oynatmaya az kaldı ama sakin olmalıyız diyerek Gorki parktakine yöneldik. Unutmamamız gereken burası Rusya! Sakin olmalıyız hep sakin!

…
Sonunda tekneye ulaştık .tam 16:00 da oraya vardık. Harika donatılmış bir tekne. Cam tavanla , şahane masalar, güzel bir müzik, mumlar yakılmış, içerisi sıcacık.. Nerdeyse her masaya bir garson düşüyor ama sanırsın 100 kişiye hizmet ediyorlar o nasıl suratsızlıktır. Neden o kadar somurtur insan… Tutup silkeleyesin gelir ” senin burun kıvırdığın bu işi kaç Moskovalı muhtaç biliyomusun sen ! ” diyerek .Ama çok yorgunuz buz tutmuş nehirde ilk kez teknedeyiz tadını çıkaralım. Masalarda kadeh olmasından pahalı olacağını kestirdik ama açız ve biraz da keyif yapmayı hakettik .Yemeklerimiz söyledik , arkasından çayımızı içtik. Havanın kararmaya başlamasıyla harika bir manzara oluştu , heryer ışıl ışıldı. Teknenin altından kütür kütür buzların kırılma sesi geliyord . Yedik, içtik 2.5. saati bitirdik. Yine Gorki parka geldik .
Buzkırandan Kremlin
Gorki parktan çıkar çıkmaz Kurskaya metro istasyonuna yöneldik. Aynı isimdeki tren istasyonundan Vlademir’ e biletimizi almak ordan Suzdal a gitmek niyetindeyiz. Akşam kalabalığı var, karanlık var , soğuk hava var. Neyse ki istasyonu bulduk deyip sevinmişken kime sorsak bileti alacağımız gişeyi farklı yönde gösteriyor. Alt kat diyen , üst kata çıkmalısınız diyen, sağa dönün sola dönün iyice başımız döndü. Temizlik hizmetlisi bir adamcağız eliyle tarif etti de sonunda bulduk. Biletimizi aldık, nerden bineceğimizi de öğrendik ve bu iş 1 saat sürdü resmen… Acaba soğuk hava beyin hücrelerimizin çalışmasını engelliyor, herkes normal sadece biz miyiz anormal diye düşünmeye başladık artık.

Dışarıdaki modern alışveriş merkezine girelim de ısınalım. İyi ki de girmişiz Moskova nın her yerinde rastlayabileceğiniz kebabhouse lardan bulduk. Özbek pilavı, mantı gibi birşey, yemekler, köfteler cennete düştük resmen :))
13.12.2013
Günün sözü : sadece 15 kişi mi? nasıl yaniiii ????
Günün özeti : Bolşoya tosladık, Neyse ki buzları kırdık, tren istasyonun her m2 sine bastık, ilk kez Türkçe konuşana rastladık …
Sayılarla gün : 17.1 km – 22.181 adım yüründü